41•

527 38 35
                                    

"Aissh... dalga geçiyor olmalısın benimle."
Rachelle, tekeri patlayan arabasının lastiğine tekme attı.
"Hay!"

Levi, mekandan çıktıktan sonra başını kaldırıp etrafa bakındı ve sinirden çılgına dönmüş kızı fark etti.

Kaşlarını kaldırarak, onu izledi.

Rachelle, sinirle ellerini saçlarından geçirdi ve etrafa bakındı.

Levi, kızı tanıdığında gözleri irileşmişti.
Yanına doğru hızlı adımlarla ilerledi.

"Muayenesini dün yaptırdım daha, nasıl böyle olabilir!"

"Yardım edebileceğim bir şey var mı?"

Rachelle, başını çevirerek Levi'ya baktı.
"Lastiğim patladı, yedek lastiğiniz var mı?"

"Yok, ancak arabanızı arabama bağlayıp bir benzin istasyonuna çekebilirim. Oradan bir lastik alırsınız."

Rachelle, sıkıntıyla nefesini üfledikten sonra Levi'ya mahcup bir şekilde tebessüm etti.
"Rahatsızlık için üzgünüm."

"Önemi yok, bekleyin."
Levi, kendi arabasına doğru ilerledi.
Bagajını açıp bir ip çıkardıktan sonra, tekrar Rachelle'in arabasına ilerledi ve arabanın uygun bir yerine bağladı.
"Tam sönmeden gitsek iyi olur."

Rachelle, başını salladı.
Levi, kendi arabasına doğru tekrar ilerlediğinde ön yolcu koltuğunu Rachelle için açtı.

Rachelle, arabaya binip tebessüm etti.

Levi, kapıyı kapatıp kendi koltuğuna ilerledi ve arabasına binerek kapıyı kapattı. Arabayı çalıştırıp, sürmeye başladı.

"Yanlış anlamazsan bir şey soracağım."

"Evet?"

"Burada ne işin vardı?" Diye sordu Levi, kısa süreliğine Rachelle'e bakarak.
Tekrar yola odaklandı.
"Tekin bir yer değildir."

"Birisini takip ediyordum, ancak onu bulamadım."

"Bulamadın mı?"

"Evet, sarışın bir adam beni lafa tuttu. Daha sonrasında ise lastiğimin sönmeye başladığını söyledi."

"Sarışın bir adam ha?"

"Evet..."

"Bu adam...mavi gözlü olabilir mi?"

"Evet, nereden bildiniz?"

Levi, kaşlarını kaldırdı.
"Tahmin."

"Sadece bir tahmine benzemiyor, oldukça net konuştunuz."

"Sizli bizli konuşmana gerek yok." Dedi Levi, konuyu değiştirerek." Rahat davranabilirsin."

Rachelle, Levi'ya biraz baktıktan sonra başını salladı.
"Adın nedir?"

"Rivaille, ancak Levi kullanıyorum."

"Levi..."
Rachelle, tekrar yola bakmaya başladı.
"Bu ismi daha evvel duymuş gibi hissediyorum."

"Zannetmiyorum."

"Sadece dejavu etkisi yarattı."

"Senin adın ne?"

"Rachelle Tia, ancak ben de Rachelle'i kullanıyorum."

"Neden her yerde karşıma çıkıyorsun?" Diye mırıldandı Levi.

"Efendim?"

"Bir şey yok, kendi kendime konuşuyordum."

"Pekâla... bana yardım ettiğin için teşekkür ederim Levi."

"Kaç yaşındasın Rachelle?"

"23 yaşındayım, sen?"

"30. Küçükmüşsün."

"30 mu? Şaka mı yapıyorsun?"

Levi, kaşlarını kaldırarak ifadesizce ona baktı.

"Küçük gösteriyorsun, ondan..."

"Sıklıkla duyuyorum..." dedi bıkınca nefesini vererek.
"Ne işle uğraşıyorsun?"

"Bir edebiyat dergisinde yazar olarak çalışıyorum."

"Kalemin oldukça güzel olmalı."

"Yani... öyle diyorlar, ben emin değilim."

"Neden böyle diyorsun?"

"Editörümle çok sık tartıştığımızdan olsa gerek."

"Büyük mü?"

"Hayır, aslında çocukluk arkadaşım. Ancak iş farklı arkadaşlık farklı, zor beğenen birisidir Dean."

"Dean..."
Burnunu çekti.
"Daha iyisini başarabilecek bir potansiyele sahip gibisin."

"Teşekkür ederim..." Demişti Rachelle, tebessüm ederek.
"Sen ne işle uğraşıyorsun?"

"Matematik öğretmeniyim."

"Öyle mi?" Diye sordu şaşkınca Rachelle." Daha çok polis ya da asker gibi bir izlenim veriyorsun."

"Evet, ilk kez duymuyorum..."

"Peki senin burada ne işin vardı?"

"Buraya son gelişimdi. Ben de birisini arıyordum."

"Anladım..."

Benzin istasyonunu görünce, Levi hemen arabayı oraya çekmişti.
Rachelle, arabadan inip kapıyı kapattı ve benzin istasyonunun marketine girdi.

"Merhaba, iyi günler efendim!"

"Merhaba, araba lastikleri ne tarafta acaba?"

"İleride sağda."

"Teşekkür ederim."

Gösterilen reyona doğru ilerledi ve kendi arabasına uygun lastiği bulmaya koyuldu.

"Bunu alacaksın." Demişti Levi, eliyle lastiğe dokunarak.

"O mu?"

"Evet."

"Teşekkür ederim."

"İsterseniz biz takabiliriz." Demişti reyon görevlisi." Siz de bu sürede yan taraftaki cafemizde çay ya da kahve içebilirsiniz."

"Ah..."

"Olur." Demişti Levi." Kasaya geçelim o hâlde."

Rachelle, Levi'ya baktıktan sonra reyon görevlisine başını salladı.
"Pekâla."

"180 yen."

"Buradan-"

"Buradan alın."

Rachelle, Levi'ya şaşkınca baktı.
"Hayır, lütfen."

"180 yenin lafını yapacak değilim."

"Evet ama-"

"Beyefendi nereden alalım?"

"Buradan, lütfen." Diyerek kartını tekrar uzattı.

İstasyon çalışanı kartı alıp, post cihazına okuttu.
Levi, şifresini girdi.
Çıkan slipi istasyon çalışanı Levi'ya verdikten sonra Rachelle'e bakarak 'gidelim' dercesine başını salladı.

Rachelle, Levi'ın peşine takılarak marketten çıktı.
"Teşekkür ederim, ancak buna gerek yoktu gerçekten."

"Teşekkür ederimden sonrasını dinlemeyeceğim sanırım."

Rachelle, istemsizce gülmüştü.
"O hâlde kahvelerin benden olmasına izin vermelisin."

"Senden mi?"

"Evet."

Levi, dudağını hafifçe büzüp belirli belirsiz gülümsedi.
"Bir sonrakine benden olacaksa olur."

İlk baştaki kısmı hatırladınız değil mi? Daha evvel ki bölümde Erwin, Rachelle'i Trish'e götürmüştü ve böylece Rachelle Levi'ın onu öldüreceğine emin olmuştu. Bu yüzden de soğuk davranıp, kacmaya çalışıyordu.

Ancak şimdi Erwin Rachelle'in onlari görmesine engel oldu bu yüzden de Levi ile suan samimiler

Try Again.||Ackerman.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin