"Bunu zaten tahmin etmiştim." Dedi Erwin, koltuğun iki yanına ellerini koyarak.
"Yani sonuçta ayrıldıktan kısa bir süre sonra Dean'le evlenip çocuk yapması...bana pek onluk bir hareket gelmemişti."Levi, çenesini kaşıdı.
"Bir şeyler yapmam lazım.""Ne yapmayı düşünüyorsun, Rivaille? Bu saatten sonra hiçbir şey yapamazsın."
"O benim çocuğum!" Dedi Levi, kaşlarını çatarak." Babasıyla olmalı, o adamla değil."
"Yani Rachelle'in hayatına girip düzenini mahvetmekten mi bahsediyorsun şuan?"
"Ne? Ben-!..." susmuştu.
İç çekerek kendisini koltuğa attı.
"Bir ailem var ve aileme kavuşmak istemem hata mı senin gözünde?""Bunu hata olarak görmüyorum, sadece bir soru yönelttim sana. Her ne yaparsan yap yanındaydım sonuçta, ancak her ihtimali düşün. Ya bebek senin değilse?"
"Bana benziyor ama."
"Evet, bu doğru. Fakat ya değilse? Her zaman ikinci bir ihtimal vardır, yanlış mıyım? Dereyi görmeden paçayı sıvamanı istemiyorum, önce bir kanıt bulmalısın."
"Dna raporu isteyebilirim."
"Rachelle buna çok sinirlenecektir."
"Michelle'den yardım isteyebilirim?"
"Evet ama Michelle, Rachelle'in en yakın arkadaşı neden sana destek olsun?"
"Çünkü şeytan gibi bir kıza benzese de, konu bir bebeğin babası olunca Michelle'in bana yardımcı olacağını düşünüyorum."
Erwin, iç çekerek arkadaşına baktı.
"Babalık ha?""Tanrı beni pek sevmiyor olsa gerek, bir çocuğumu trafik kazasında aldı diğeri ise Dean'i babası biliyor."
"Henüz hiçbir şey kesin değil, kendini kaptırma."
"Ama biliyorum Erwin, o çocuk benim. Benim olan için ise her şeyi yapacağım."
"Bok yoluna giriyoruz gibi hissediyorum..."
* * *
Michelle, cafeye girdiğinde bir yandan çok tedirgin hissederken bir yandan ise vicdanını rahatlatmaya çalışıyordu.
"Aptal Eren'den sonra iyice yumuşadım, bu berbat."Etrafta gözlerini gezdirdi, daha sonra ise buluşacağı kişiyi bulup derin bir nefes vererek oraya doğru ilerledi.
Masaya çantasını bırakırken, kaşlarını çatarak Levi'ya bakmıştı.
"Hoş geldin." Dedi Levi, ona bakarak.
Michelle, karşısına oturup kendinden emin bir duruş sergiledi.
"Neden geri döndün?""Seninle bir şeyler konuşmam gerekiyor."
"Benimle mi? Ne konuşacağız?"
"Öncelikle nasıl olduğunu sorayım?"
"İyiyim, senin nasıl gidiyor?" Onu incelemişti." Gerçi pek gitmiyor gibi duruyor, berbat gözüküyorsun."
"Göründüğümden başka herhangi bir şey söylememe gerek yok o hâlde..."
"Rachelle için çağırdın, ne öğrenmek istiyorsun?"
"İyi mi?"
"Fazlasıyla. Yani ben de bir yerde şaşırmadım değil, ancak hayatına devam ediyor. Dean ona çok iyi davranıyor, çok iyi bir adam. Mutlular, bebekleri de var zaten biliyorsun."