Başını yastığa koyduğunda, bir süre bugünü düşündü ve sonrasında gözlerini kapattı.
Öte yandan Dean, iç çekerek eşine baktıktan sonra arkasını ona döndü.
Üzgün bir şekilde camdan dışarısına bakıyordu. Yağan yağmur, pencere üzerinde damlalar oluştururken bir süre sonra camdan akıp gidiyorlardı.
"Cidden berbat bir gün..."Asistanı izine çıktığı için her şey kendi omzuna yüklenmişti ve yarına kadar bitirmesi gereksn tonla yazı birikmişti.
Hepsini nasıl yetiştireceğini bilmiyordu, bu sebeple şirket sahibinden bile fırça yemişti.
Sanki elindeymiş gibi...Eve gelip işle ilgili problemleri geride bırakmak istediğinde ise Rachelle onunla hiç konuşmamıştı bile.
Dalgın bir hâli vardı, bu Levi geldiğinden beri sürüyordu.
Lucas'ın hasta olduğunu bile söylememişti, kendisi öğrenmişti.Dolan gözlerini sıkıca kapattı. Ancak gözyaşlarını engelleyemedi, gözlerinden sızıp akmış, yanaklarında ince bir size sebep olmuştu.
"Ailemi kaybedeceğim..."Yatakta dönüp, ona arkadan sarılan Rachelle sayesinde düşüncesinden kurtulmuş, gözlerini istemsizce açmıştı. Ancak ona bakmamıştı.
"Hey..."
"Hm?"
"Üzgünüm."
"Neden?" Diye sordu, turkuazımsı mavi gözleri solgunca yere bakıyordu.
"Seni ihmal ettiğim için."
"Sorun değil." Diye yanıtlar Dean, başını yastığına iyice yerleştirip.
"Elinde değil.""Dean."
Rachelle, onun koluna elini koyup çekerek yatakta düz bir pozisyon almasını sağlamıştı.
İstemsizce şaşırmış, yüzü şefkatli bir hâl almıştı.
"Ağladın mı?" Dedi endişeyle." Neden? N'oldu?""Bir şey yok." Diye yanıtladı Dean, tebessüm etmeye çalışmıştı.
Ancak gözleri tekrar dolduğunda, elleriyle gözlerini kapadı.
"Cidden...yok.""Dean..." dedi Rachelle tedirgince, "neler olduğunu anlat bana, neden ağlıyorsun?"
"Bir kumar oynuyorum, kaybedeceğimi düşündüğüm bir kumar."
Rachelle, tedirginlikle ona bakmaya devam etti.
"Ve bu kumar senle Levi arasında mı?"Dean, sertçe yutkunduktan sonra yatakta doğrulup Rachelle'e baktı.
"Bana beni sevdiğini söylüyorsun, ancak bu sadece arkadaşça, değil mi Rach?"Rachelle, karşısında onun için ağlayan eşine baktı.
"Aslında pek bir şey değişmedi, hâla sadece arkadaşız, değil mi?"Rachelle, sertçe yutkunmuştu.
"Korktuğunu biliyorum, ancak bana güvendiğini zannediyordum.""Sana güveniyorum zaten, güvenmesem onunla buluşmana laf ederdim."
"O hâlde problem ne? Nereden çıktı bu Levi konusu şimdi?"
"Çünkü kafanı yastığa koyduğunda düşündüğün ilk şey o, değil mi?" Dedi gözlerini hızlıca silerek." Ve bana minnet duyduğundan gitmeme izin vermiyorsun, öyle değil mi?"
"Seni aldatmayacağım, Dean." Dedi Rachelle, Dean'in ellerini sıkıca tutarak." Ve evet, gitmene de asla izin vermeyeceğim. Ama bu sana minnet duyduğum için değil, seni sevdiğim için."
"Beni arkadaş olarak seviyorsun..." diye mırıldandı Dean." Senin gözünde sadece buyum, arkadaş..."
"Çok daha fazlasısın, inan bana." Dedi elini Dean'in yanağına koyarak.
"Bir kumar da oynamıyorsun. Mutlu olacağım yere gitmemi istiyorsun, ancak ben zaten mutlu olduğum yerdeyim."Dean, titreyen dudaklarını birbirine bastırdı.
"Hey..." dedi Rachelle şefkatle gülümseyerek." Evlilik yemini ettik değil mi? Sence yeminimi bozacak biri miyim ben?"
Hıçkırığını yutmuştu Dean, gözlerini sıkıca yumdu. Rachelle, ona uzanıp sıkıca sarıldı.
"Özür dilerim, böyle düşünmene ben sebep oldum. Evet, inkâr edemem ki gerçekten onu gördüğümde afalladım. Ama bana hak ver; neler yaşadığımı çok iyi biliyorsun."Dean, başını Rachelle'in omzuna koydu.
"Belki hiçbir konuda sana güvence veremem, ancak en azından şu konuda banan inan tamam mı?" Ondan biraz uzaklaşıp yanağını okşadı.
"Yaralarımı saran bir insanın güzel kalbinde yara açmayacağım, söz veriyorum."Dean, hızlıca Rachelle'e sarılarak kolları arasına sıkıca aldı. Başını boynuna gömüp derin bir nefes alarken, kendisini rahatlamış hissediyordu.
"Üzgünüm, kendime bu kadar sıkıntı etmemeliydim..."Rachelle, tebessümle eşine sarıldı ve kızıl saçlarını okşadı.
"Ayrıca sana bir sürprizim olacak; eminim çok sevineceksin.""Sürpriz mi?"
Dean, biraz Rachelle'den uzaklaşıp gözlerine baktı.
"Ne sürprizi?""Yakında doğum günün var değil mi? O zaman söyleyeceğim."
"Beni meraklandırıyorsun."
Rachelle seslice gülümsedi.
"Sürprizler bunun için vardır."Dean, dudak büzerek eşine baktı.
"Çok kötüsün, hiç değilse bir ipucu verebilirsin."
Burnunu çekip, gözlerini sildi.
"Of, ağlak bir bebeğe benzedim. Lu'dan bir farkım yok cidden...""Hayır, bekle ve gör."
Rachelle, burnunu kırpıştırıp serbest bıraktı ve Dean'in yanaklarına kocaman bir öpücük bıraktı.
"Üzülme, bebekleri severim.""Kocaman olanları da mı?" Diye sordu Dean, gülerek.
"Özellikle de kocaman olanları."
Dean, tebessüm ederek eşinin dudaklarına bir öpücük kondurdu.
"Seni seviyorum."-Bu bölüm Dean'i yazarken Arcade dinliyordum, aglayasim geldi aw shakxkskzkakz