Kamuran'danTelefonumun çalmasıyla arayan kişiye baktım. Eyvahlar olsun, Demir bey bu.
Galiba borcunu isteyecek, acaba açmasam mı, ama açmazsam beni daha beter eder.
Telefonu aldım ve açtım.
"Alo, Demir abim, nasılsın?" dedim.
"Gereksiz lafa tahammülüm yok Kamuran, borcunu ödeme zamanın yaklaşıyor hatırlatayım dedim. Bir de bilgisayarın borcu var."
"Hiç unutur muyum, Demir abi, yalnız o bilgisayarın borcunu Can ödeyecek." dedim.
"Can kim?"
"Üvey oğlum abi, bilgisayar ona alındı, borcu o ödeyecek." dedim kendimden emin bir şekilde.
"Beni çoluk çocukla uğraştırma Kamuran."
"Abi, merak etme, borcu ödeyecek onunla konuştum ben, kabul etti."
"İyi o zaman, bilgisayarı onun üzerine yazıyorum, iki ay içinde ödesin, yoksa iki katı ödetirim, çocuğu tanımam için bir fotoğrafını gönder."
Bunları der demez kapattı.
Bu iyi olmuştu, bir taşla iki kuş vuracaktım. Can borcunu ödeyemeyecek ve Demir onu öldürecek, böylece Demir hapse Can mezara girecek annesinin malı da bana kalacak. Aklımı seveyim aklımı.
Hemen Can'ın instagram adresine girip, seçtiğim bir fotoğrafını ekran görüntüsü alıp gönderdim.
Şimdi işime bakabilirim. Bugün büyük bir vurgun olacak. Oradan alacağım parayla borcumu öderim.
Bunu düşünerek evden çıktım. Bizim adamlar depoyu ayarlayıp adamı oraya götürmüşlerdi. Ben de yanlarına gitmek için evden çıktım.
Bir saat sonra depoya vardım. Bizimkiler adamı sandalyeye bağlamıştı. Adam baygındı, Selim'den bir kova buzlu su istedim. Selim suyu getirdiğinde tüm suyu adamın üzerine serptim.
Şokla uyandı ve korkuyla etrafa bakmaya başladı.
"Vay vay vay Murat, elime düştün galiba, dün atıp tutuyordun, yok seni öldüreceğim yok hayatını mahvedeceğim yok bilmem ne, söyle bakalım şimdi ne oldu." dedim sırıtarak.
"Çöz beni, erkekliğin bu kadar işte senin, adamlarının arkasına saklanıyorsun böyle."
"Kes sesini" dişlerimi sıktım. Murat ellerini çözmeye çalışırken, Selim'e işaret verdim ve diğerleriyle adamı sopalarla döverek öldürdüler, daha çok başına ve karnına nişan almışlardı, adam daha fazla dayanamadı.
"Ahmet, git dışarı büyükçe bir çukur kaz." emri verdim.
Ahmet yanına Ali'yi de aldı ve çıktı.
Onlar çukuru kazarken, ben adamın üstünü yokladım ve cüzdanıyla telefonunu aldım. Cüzdanında nakit bin lira ve üç tane kredi kartıyla, kimliği vardı. Hepsini montumun cebine koydum.
Ali, çukurun hazır olduğunu haber verdiğinde Murat'ın cesedini kucağıma aldım ve açtıkları çukura attım.
Diğerlerine gömmelerini söyleyip depodan çıktım.
Bu parayla borcumu kapatırım gerisini Can düşünsün.
Gömleğim kana bulanmıştı çoktan. Önce eve uğrayıp duş akşam iyi olacak daha sonra bankaya gider kredi kartlarındaki tüm parayı çekerim, telefonunu da satar parasını ne olur ne olmaz diye saklarım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üvey Babam
General FictionBu benim ilk kitabım. Yazım hatalarımın farkindayim ama ilk olduğu için o hatalar anı olarak kalsın istiyorum. ☺️ Not: klasik üvey baba,kız ilişkisi değildir. Not 2: bu uyarıyı yeniden koymak durumundayım... Sevgili okurlarım kitabımın başrolü erkek...