Annem odaya girip "o adamdan boşanacağım oğlum, sana kötü davranan bir adamla evli kalamam. Sen bu hayattaki tek varlığımsın. Boşanma davasını açtım. İyiysen çıkış işlemlerini halledeyim boşanana kadar bir daha o eve dönmeyeceğiz, bir yer ayarladım, hem de seni tanıştırmak istediğim biri var, aslında biliyorsun ama sen onu gördüğünde çok küçüktün." dedi.
"Kim?" diye sordum.
"Sabret, bir süre yanında kalacağız." dedi ve "çıkış işlemlerini halledeyim ben." deyip çıktı.
Acaba kimle tanıştıracak. Ay çok merak ettim.
Annem gelip beni hastaneden çıkardı.
Yolda bir taksi çevirip evin adresini verdi.
Giderken de arada bir "canım yavrum benim." deyip saçlarımı okşayıp beni öpüyordu.
Eve geldiğimizde annem taksiciye parasını ödedi ve birlikte eve girdik.
"Sen valizini topla, ben de birkaç eşya alacağım, sonra çıkalım." dedi.
"Tamam" deyip dolabımdan küçük valizimi aldım. İçine birkaç kazak, eşofman, pantolon ve iç çamaşırı koydum.
Sonra da evin önüne çıkıp annemi beklemeye başladım. Annem gelince birlikte kapıyı kilitleyip evden uzaklaştık. Eşyalarımız hafif olduğundan taşımak zor değildi. Yinede taşırken yorulduk. Bu yüzden annem bir taksi çevirdi ve bir adres söyledi.
Yarım saate gelmiştik. Annem parayı ödedi ve çok büyük villa gibi bir evin bahçesine girip kapıyı çaldık.
Kapıyı mavi gözlü, siyah saçlı, beyaz tenli, oldukça uzun bir adam açtı. Ultra yakışıklıydı. Hafif kirli sakallıydı.
Annemi görüp "annem hoşgeldin." deyip sarıldı.
"Hoşbuldum oğlum." dedi annem de ve adama sarıldı.
Noluyor yahu, hiçbir şey anlamadım.
"Gelin içeri." deyip annemle benim valizlerimizi aldı.
Adam içeri girerken anneme "kim bu?" diye fısıldadım.
"Anlatacağım oğlum, geç sen." dedi.
Adam bizi salona buyur etti. Annemle ikimiz tekli koltuklara oturduk. Adam da karşımızdaki üçlü koltuğa oturdu.
"Oğlum, bu benim evlatlığım Tolga, senin abin." dedi.
"Ne?" dedim şaşkınca "benim niye haberim yok."
"Var, ama uzun zaman oldu görüşmeyeli, kaç yıl oldu oğlum ondört sene mi?" diye sordu Tolga abiye.
"Evet anne ondört yıldır görüşemedik." dedi.
"Siz nasıl yani nasıl?" diyebildim.
"Tolga'yı küçükken buldum ben, aldım yetiştirdim." dedi annem kısaca.
"Anne gerçeği saklama, alçak gönüllü olmana gerek yok. Bak Can'cım ben dilenirken buldu annen beni, hastaydım ve o halde dilenmek zorunda bırakıldım. Annen sağolsun, beni hastaneye götürdü, bana baktı ve benim koruyucu ailem oldu. Onun ve babanın sayesinde buralara geldim." dedi.
"Ha!" dedim. "Yani sen benim abim misin?" diye sordum.
"Evet" dedi.
"Anne, evrakları hazırladım ben, sizden beş dakika önce mahkemeye başvurunu yaptım. Gerekçeleri açıkladım, ilk seferde seni ve Can'ı o adamın elinden kurtaracağım." dedi.
"Sağol evladın Allah senden razı olsun." dedi annem.
"Estağfurullah sen sağol." dedi Tolga abi.
"Ne iş yapıyorsunuz?" diye sordum.
"Avukatım ben " dedi.
Vay canına harika.
"Ben size yiyecek bir şeyler getireyim, acıkmışsınızdır." deyip bisküvi, kraker gibi atıştırmalıklar getirip meyve suyu ikram etti.
Bisküvi yerken tam yutkunamadığımı fark ettim. O da normal daha bir gün olmadı.
...
Mahkeme günü annemle Tolga abim, Kanuran'ı alt ettiler ve annem boşandı.
Bu süre zarfında ben iyileştim. Tolga abime alıştım ve onun gibi avukat olmaya karar verdim.
.
.
.
.
.
Bu da özel bölümümüzün sonuncusuydu. Okuyup destek verdiğiniz için teşekkür ederim.
Normal bölümlerde Fatma, Kamuran'dan boşanamadan ölmüştü. Ayrıca Tolga'nın, Fatma hanım, Can'la birlikte mutlu olduklarını görse mutlu olurdu diye bir söylemi vardı. Bu bölümler ölen iyi karakterlerime ithafen yazıldı.Umarım beğenmişsinizdir.
~SON~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üvey Babam
General FictionBu benim ilk kitabım. Yazım hatalarımın farkindayim ama ilk olduğu için o hatalar anı olarak kalsın istiyorum. ☺️ Not: klasik üvey baba,kız ilişkisi değildir. Not 2: bu uyarıyı yeniden koymak durumundayım... Sevgili okurlarım kitabımın başrolü erkek...