Ertesi sabah mutlu bir şekilde uyandım. Lavaboya gidip işlerimi hallettim ve saçlarımı taradım, gerçekten uzunlardı. Belki de onlara şekil verebilirim.
Saçlarımın birazını sağ tarafımdan alıp sol tarafıma yatırdım. Yok, böyle kıza benzedim bu olmaz. Acaba bunları toplayabilir miyim?
Dolapları biraz karıştırdım ve sonunda bir lastik buldum. Saçlarımın birazını topladım. Kenarlardan çıktı ama olsun. Dönüşte kestiririm.
Kot pantolonumu giydim. Üzerime de gri t-shirt giydim ve aşağıya indim.
Tolga abi de uyanmış ve aşağıda kahvaltı hazırlıyordu.
"Günaydın abi." dedim gülümseyerek.
Bana döndü ve gülümsedi.
"Günaydın Can, ben de kahvaltıyı hazırlıyordum. Bugün pek gösterişli şeyler hazırlamadım. Peynir, zeytin, reçel, domates yiyeceğiz ve çay demledim. Sen geç otur, ben de çayları koyup geleyim."
Başımı salladım ve masaya oturdum.
Tolga abi de çayı getirip bardağımı önüme koydu. Böyle muameleye bir yıldır alışık değildim. En son annem koymuştu.
Yüzüm düşmüş olacak ki Tolga abi "neyin var? Ne oldu?" diye sordu.
"Yok bir şey, sadece biraz heyecanlıyım." dedim.
"Heyecanlı olduğun için mi üzgünsün, ben senin abinim hadi anlat bana."
Derin bir nefes aldım. Gözlerimin dolmasına zor engel olarak konuştum.
"Böyle, bardağımı önüme en son annem koymuştu da o aklıma geldi." dedim.
Tolga abi başını eğdi. "Annem iyi bir insandı Can, gerçekten çok üzgünüm, keşke bu halimizi görebilseydi." dedi.
"Eminim yukardan bizi izliyordur ve gurur duyuyordur." diye de ekledi.
Burukça gülümsedim. "İnşallah o adam hiç hapisten çıkamaz, orada çürür." dedim.
"İnşallah Can'cım, hadi bakalım kahvaltımızı edelim ve bir an önce çıkalım, bugün uzun bir gün olacak, yurttan eşyalarını almanı istiyorum." dedi.
"Tamam, abi şey evim ne olacak?" diye sordum.
"Eğer istersen on sekiz yaşına basınca evine taşınabilirsin, istemezsen de kiraya verir benimle yaşarsın." dedi.
"Teşekkür ederim abi." deyip kahvaltımı etmeye başladım.
Kahvaltıdan sonra sofrayı toparlayıp çıktık.
Önce Tolga abinin bürosuna geldik. Binaya girip yukarı çıktık. Tolga abinin sekreteri masasında oturuyordu.
Bizi görünce ayağa kalktı ve "hoşgeldiniz Tolga bey, bugün için bir müvekkilinizle görüşmeniz gerekiyor, saat üçe randevu verdim." dedi.
"Tamam Selma, iyi yapmışsın, üç gayet uygun bir saat, şimdi benim için birkaç tane başvuru kağıdı çıkart ve bana getir." dedi.
"Tabi efendim ne başvurusu?"
"Can'ı evlat ediniyorum."
Selma hanımın gözünden tuhaf bir şey geçti, ya da bana öyle geldi, çünkü iki saniye sonra "tabi efendim, kağıtları şimdi çıkartıp getiririm." dedi ve bilgisayarın başına geçti.
"Hadi gel, biz de odama geçelim." dedi ve önden yürümeye başladı. Ben de arkasından Tolga abiyi takip ettim.
Birlikte içeri geçip oturduk. O masasındaki birkaç evraka bakarak vakit geçirirken ben de masasındaki ismi yazılı tableti inceliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üvey Babam
قصص عامةBu benim ilk kitabım. Yazım hatalarımın farkindayim ama ilk olduğu için o hatalar anı olarak kalsın istiyorum. ☺️ Not: klasik üvey baba,kız ilişkisi değildir. Not 2: bu uyarıyı yeniden koymak durumundayım... Sevgili okurlarım kitabımın başrolü erkek...