29- KARŞI KARŞIYA

303 75 30
                                    

Abimin nişanından sonra duruşma günü gelip çatmıştı.  Abim her zamanki gibi avukatlığımı yapıyordu.

Davalı ve davacı olarak yerlerimize yerleşmiştik. Biz davacı masasındaydık. Davalı masasında ise Selma ve onun avukatı vardı. Selma ile karşılıklı bakışıyorduk ama sinirli  bakışlardı bunlar, dostane olmaktan uzak, bıraksalar birbirimizi boğacakmışız gibi bir bakışma.

Eh onlardan beklerim hani. Ailemin katilleriydi onlar...

Hakim gelip duruşmayı başlattı.

"Davacı Can Demir, davalı Selma Cansever'i tehdit ve kendini aldatma iddiasıyla dava açmıştır. Selma Cansever bu suçlamalar hakkında söyleyecek bir şeyin var mı?"

"Yok sayın hakim"

"Eklemek istediğin bir şey var mı?"

"O çocuk babamı hapse attırdı, bence asıl suçlu o." dedi parmağıyla beni işaret ederek. Ayağa kalkıp savunmaya geçtim.

"Senin baban bir katil, ömür boyu hapiste kalmayı hak ediyor."

"Siz de onun duygularının katilisiniz. Benim babam anneni sevmekten başka ne suç işledi." dedi.

"O annemle babamın katili. Onun yüzünden henüz oniki  yaşımda babasız onaltı yaşımda da annesiz kaldım." dedim. "Kamuran-"

"Kes sesini" diye bağırdı. "Ne hakla onun adını ağzına alırsın."

"Yeter, sessizlik." diye araya girdi hakim.

"Mahkemede olduğunuzu unutmayın."

"Sayın hakim" diye söze başladı Selma'nın avukatı. "Bu çocuk yüzünden müvekkilimin babası hapse girmiştir."

"İtiraz ediyorum sayın hakim." diye araya girdi abim. "Burada konumuz Kamuran değil Selma'dır. Can Demir ile ilgili bilgileri Kamuran'a yetiştirip, müvekkilime tehdit mesajları göndermişlerdir." dedi.

"Sayın hakim mesajlar istediğiniz yöne çekilebilir niteliktedir. Bu herhangi bir şey kanıtlamaz."

Hakim abime döndü. "Mesajları görebilir miyim?"

Abim, hakime  birkaç kağıt uzattı.

Hakim kağıtları okudu ve yanındaki yardımcı hakimlere de okuttu.

"İlk mesaj açık ve  bariz bir şekilde tehdit mesajıdır, ancak ikinci mesajda böyle bir durum söz konusu değildir." dedi.

...

Dava sonuçlanmamıştı. Selma serbestti henüz. İkinci duruşma bir ay sonraydı.

Mahkemeden çıktığımızda Selma ve avukatı arkamızdan yetişip bizi durdurdu.

"Ne istiyorsun?" diye sordum.

"Bak çocuk, seni sevmiyor olabilirim ama gel anlaşalım siz davayı geri çekin ben de babama sizinle ilgili bilgi vermeyeyim." dedi.

"Çıkarın ne?" diye sordu abim.

"Çıkarım yoktu ama siz bilirsiniz, sizin düşünceniz." deyip arkasını döndü ve yürümeye başladı.

Ancak sonra durdu ve arkasını dönüp bize baktı.

"Birgün senin sonunda baban gibi olacak." deyip yoluna devam etti.

Evet babam trafik kazasında ölmüştü. Görünen o ki biz öyle sanmışız.
...

İkinci duruşmamız tam bir fiyasko oldu.

"Sayın hakim, ilk duruşmamızdan sonra karşı tarafla anlaşma yapmak istedik. Belki de istedikleri başka bir şeydir. Mesela belki de müvekkilimin tüm malına sahip olmak istiyorlardır." dedi karşı tarafın hakimi.

Üvey Babam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin