18- SÜRPRİZ

570 99 27
                                    

Hastaneye gidip bir hemşireye pansuman yaptırıp kolumu sardırdım.

Pislik herif kolumu derin kesmiş.

Artık bu işe bir son vermeliydim. Kamuran yüzünden önce annemi kaybettim şimdi de sürekli peşimde.

Hastaneden çıktım ve hemen Tolga beyi aradım. Nedense her başım sıkıştığında bu adama koşuyordum, çünkü onun her şeyi çözebileceğini düşünüyordum.

Telefonu tek seferde açtı.

"Alo"

"Alo Tolga bey, müsait misiniz?" diye sordum.

"Müsaitim Can, söyle."

"Ben saldırıya uğradım, üvey babamın adamı tarafından ve o adam bana üvey babamla ilgili birtakım şeyler söyledi,  müsaitseniz konuşmak isterim."

"Saldırıya mı uğradın, nerede, nasıl, şimdi iyi misin, neredeysen yanına geleyim." dedi.

"Yurda gidiyorum, hastaneden çıktım." dedim.

"Yurdun kapısında bekle beni." deyip kapattı.

Yurdun önüne gelip beklemeye başladım.

Yaklaşık yirmibeş dakika sonra geldi.

Sargılı kolumu görünce telaşla yanıma geldi.

"İyisin değil mi? Çok acıyor mu?" diye sordu.

"Sadece biraz sızlıyor, önemli bir şey değil." dedim.

"Seni iki haftalığına yanıma alacağım. Böyle gel git zor oluyor." dedi.

Benimle böyle yakından ilgilenmesi hoşuma gidiyordu. Onu bir avukattan çok abi olarak görüyordum. Küçük kardeşiyle ilgilenen bir abi gibi...

Birlikte içeri girdik ve yurt müdiresinden izin aldık. Tolga bey avukat olduğu için pek sıkıntı olmuyordu.

Odama gidip yanıma kıyafetlerimi aldım.

Oda arkadaşlarımla vedalaşıp Tolga beyin yanına gittim.

Birlikte arabaya bindik.

"Biliyor musunuz Tolga bey, benimle bu kadar yakından ilgilenmeniz beni mutlu ediyor, peki yanlış anlamazsanız size bir soru sorabilir miyim?" diye sordum.

"İstediğini sorabilirsin Can ve lütfen bana Tolga bey deme, Tolga abi de ya da istersen Tolga, nasıl hitap etmek istersen." dedi.

"Tamam o zaman, Tolga abi, tüm müvekkillerinle benimle ilgilendiğin gibi yakından ilgileniyor musun?"

Biraz düşündü ama sonunda cevabı net oldu. "Hayır, sadece seninle ilgileniyorum." dedi.

Şaşırmıştım. "Neden?" diye sordum.

"Bunu sana eve gidince anlatsam olur mu? Uzun bir hikaye bu, ama ben sana kısa ve öz bir biçimde anlatırım." dedi.

"Tamam" deyip başımı yola çevirdim. Acaba beni yaralayan adamı bulabilecekler mi?

Tolga abi önce polis karakolunun önünde durdu.

"Burada ne yapacağız?" diye sordum.

"Sana saldıran adamı bulacağız." dedi.

"O biraz sorun olabilir işte çünkü adamı ben kovaladım."

"Ne?! Neden böyle bir şey yaptın, ya sana daha büyük bir zarar verseydi." dedi, hafif bağırarak.

Başımı eğdim.

"Başını eğme Can, önce başından neler olduğunu anlat." dedi.

"Ya Tolga abi, bugün arkadaşlarımla dolaşıyordum, nereye gidersem gideyim bir adamın gözünü sürekli üstümde hissettim ayrıca ne zaman başımı çevirsem o adam oradaydı. Ben de gerçekten takip mi ediliyorum diye kontrol etmek istedim ve gerçekten de o adam tarafından takip edildiğimi anladım, ben de bir ara sokağa gelip adamı sıkıştırdım ama evinin o tarafta olduğunu söyleyince bıraktım. Sonra yurda giderken yine aynı adam beni takip ediyordu, ben de onu neden beni takip ettiğini söylemesi için kovalamaya başladım.
Ara sokağa geldiğimizde de beni sıkıştırdı ve Kamuran'la ilgili bir şeyler söyledi sonra da bıçakla kolumu çizdi." dedim.

"Şerefsiz" dedi, Tolga abi. "Bak bir daha ne olursa olsun böyle bir şey yapma tamam mı? Sen bana annenin emanetisin seni koruyamazsam sonra annene nasıl cevap veririm." dedi. "Neyse gel de mobese kameralarından baktıralım kimmiş bu adam."

"Tamam" dedim ve arabadan indik.

Bir polis memurundan rica ettik mobese görüntülerine bakmak için.

Polis eşliğinde kamera odasına girdik ve başından beri olan her şeyi izledik.

Tolga abi, "bu adamı bulun lütfen, kimmiş, kime çalışıyor, her şeyini bilmek istiyorum acil." dedi.

Polis çıkıp yarım saat sonra elinde bir kağıtla geldi.

İçinde adamın fotoğrafı ve bilgileri vardı.
Volkan Keskin, 1969 doğumlu, bekar, daha önceden iki kişiyi gasp etmiş, beş kişiyi yaralamış ve bir kişiyi de kaçırmış. Kaçırılan kişi hala aranıyormuş.

"Bu adamı içeri almaktan mutlu olacağım." dedi polis. "Uzun süredir peşindeyiz ama hep kaçmayı başarıyor." dedi. "Ah kimin emrinde çalışıyor bir bilsem." dedi.

"Kamuran Cansever'in emrinde çalışıyormuş." dedim. "Kamuran Cansever'de en büyük organize ikinci mafya babasıymış."

"Bu çok iyi bir bilgi, gelip bize bildiklerini anlatman gerek." dedi.

Gidip  bildiklerimi anlattım ve tutanak tuttular.

Sonra da oradan ayrıldık.

Polis de anlattıklarım üzerine o adamın evine doğru yola çıktı.

İnşallah başka takip edilmem. Kamuran'da daha sıkı gözetim altında tutulacak.

Sonra birlikte Tolga abinin evine geldik.

"Bana kızgın mısın Tolga abi?" diye sordum.

"Değilim, sadece seni korumaya çalışıyorum, lütfen tehlikeli işlere bulaşma." dedi sevecen bir sesle.

"Tamam, söz bir daha yapmam." dedim.

Birlikte içeri girdik eşyalarımı misafir odasına koydum ve aşağıya indim.

"Tolga abi annemle yakınlığınız neydi?" diye sordum.

Önce biraz gözleri doldu, ardından hafif gülümsedi ve anlatmaya başladı.

Üvey Babam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin