Tüm gece uyuyamadım. Sürekli Tanem'i düşündüm. Nasıl açılacağım ona...
Tüm gece aklımda bir plan yaptım. Sabah kahvaltıda onu bulup çıkma teklifi edecektim. Ama ya yanında arkadaşları olursa? Sadece iki dakika konuşmak istediğimi söylerim.
Evet en iyisi öyle yapmak.
Avuçlarım terliyor, çok sıcak, pencereyi açın...
Saate baktığımda altı olduğunu gördüm. Hemen kalktım, kızın kahvaltı saatini bilmiyorum, erkenden gitsem iyi olur.
Yemekhaneye geldiğimde kahvaltımı alıp her yeri görebileceğim bir masaya yerleştim.
Canım bir şeyler yemek de istemiyordu, ya beni reddederse...
Bir süre etrafıma bakındım. Kızdan iz yoktu. Ben de en iyi şeyin kahvaltımı etmek olduğunu düşündüm.
Kahvaltımın sonuna gelmiştim ki kızın kapıdan içeri girdiğini görmemle aldığım lokma boğazıma takıldı ve öksürmeye başladım.
Zor da olsa öksürmem geçince ayağa kalktım ellerimi yıkamak için kenardaki lavaboya yürüdüm. Bir an önce konuşmalıyım.
Aynaya bakınca kendimden korktum öksürdüğüm için yüzüm kızarmış, gözlerim yaşarmıştı.
Yüzüme su çarptım bir kaç kez ardından cesaretimi toplayıp kızın masasına yürüdüm.
Ben yürüdükçe sanki masaların arasındaki mesafe uzuyordu.
Sonunda gelmiştim. Ne demeliyim?
"Şey, selam" dedim çekinerek.
Kız gülümseyip "selam" dedi. Yanındakiler kıkırdayınca kendimi kötü hissettim, kötü bir şey mi yapıyordum burada, alt tarafı sevdiğim kızla konuşmaya çalışıyordum.
Kız da durumumu farkedip "sussanıza" dedi. Ardından bana dönüp "bir şey mi diyeceksin?" diye sordu.
Bir şey diyecek miydim? Aklımdan sözcükler uçup gitmişti, öylece dikildim karşısında.
"Evet, iyi misin? Kusura bakma adını bilmiyorum." dedi. Ne kadar güzel bir ses tonu var.
Kendimi toparlayıp "iyiyim, ismim Can" dedim. Hafif sesim titremiş olabilir.
Diğer kızlar yine gülüşünce kızardım ve başımı eğdim, belki de buradan uzaklaşmalıyım. Her şeyi elime yüzüme bulaştırdım. Kızlarla konuşmak bu kadar zor olmasa gerek.
Mesela benim dört tane kız arkadaşım var. Hepsiyle de rahatça konuşup anlaşabiliyorum. Şimdi niye böyle oldu.
Giderken omzumda bir el hissettim. Arkamı dönüp baktığımda Tanem'i gördüm.
"Bizim kızlar adına senden özür dilerim Can." dedi. "Bu arada ben de Tanem" deyip elini uzattı.
Elini tuttum. Yumuşacıktı eli.
Yüzünü şimdi daha net görüyordum, siyah ışıl ışıl gözleri ve pembe, dolgun dudakları vardı.
"Önemli değil, memnun oldum." dedim ve bir kez daha aşık olduğumu hissettim. Ya şimdi ya hiç.
"Tanem ben şey diyecektim sana?"
Tek kaşını kaldırıp baktı. "Nedir?" diye sordu.
"Ben şey," tamam Can sakin ol, derin bir nefes al ve söyle gitsin. Ne olabilir ki en fazla 'hayır' der. Peki benim kalbim buna dayanabilir mi?
"Senden çok hoşlanıyorum." dedim, yaptım, inanamıyorum.
Tanem gülümsedi, "benimle çıkar mısın?" dedim son bir cesaretle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üvey Babam
Ficção GeralBu benim ilk kitabım. Yazım hatalarımın farkindayim ama ilk olduğu için o hatalar anı olarak kalsın istiyorum. ☺️ Not: klasik üvey baba,kız ilişkisi değildir. Not 2: bu uyarıyı yeniden koymak durumundayım... Sevgili okurlarım kitabımın başrolü erkek...