Mahallenin taşlı yollarında abimin kolunun altında beraber yürüyorduk. Az evvel üniversite tercih sonuçlarım açıklanmıştı. Hayallerimdeki gibi Çapa Tıp fakültesini kazanmıştım. Hepsi onuzuma kolunu atmış 32 diş sırıtan abim sayesindeydi. Adım gibi emindim belki benden bile mutluydu şuan.
Kendi hayallerinden vazgeçip tıp fakültesini kazanabilmem için beni dershaneye kayı ettirmişti. Eve de yetişebilmek için ek işte bile çalışmıştı. Onun bu fedaker halleri beni çok mutlu etse de bir tarafım üzülüyordu.
Onun hayalleri ne olacaktı peki. Ben yaşayabiliyordum ama o hep içine atmıştı.Abime biraz daha sokularak iyice sarılmıştım ona. Bizimkilerin olduğu yere vardığımızda abim yüksek sesi ile konuşmaya başladı.
"evettt gençler, lütfen ayağa kalkıp doktor hanıma yer açar mısınız"
"yaa abii"
Abime gülerek bakarken en yakın arkadaşım Melis, onun abisi Cihan abi aynı anda 'hadi canım' diyerek yanına koşarak geldiler.
"Yazgı, gerçekten oldu mu. Kazandın mı"
Başımı sallayarak cevap vermiştim. Melis hemen boynuma sarılıp sallanmaya başlamıştı.
"biliyordum be, başaracağını biliyordum. Seninle gurur diyorum biricik kardeşim"
Melis geri çekilip yanaklarıma öpücükler kondurdu. Cihan abi Melisi benden uzaklaştırıp aynı şekilde o da sarıldı. Ama sonra beni belimden tutup etrafında döndürdü.
"yaa Cihan abi bırakır mısın beni. Bak düşeceğiz"
Cihan abi beni bıraktığında bir yandan beni tebrik ediyor, iltifatlar yağdırıyordu. Ben de onun yüzünden dağılan saçımı düzeltmeye çalışıyordum. O esnada bize doğru gelen adım seslerini duydum.
"hayırdır neyi kutluyorsunuz hemde bensiz"
Sesin geldiği tarafa döndüğümde, Onur abinin bize doğru gülerek geldiğini gördüm.
Omuzları büyük ama yüreği yaralı yeşik gözlü Onur.
Abimin en yakın dostu, sırdaşı olmayan erkek kardeşi.
Yaşadığı sıkıntılara tek başına omuz geren, çektiği sıkıntılara rağmen hala hayat dolu olabilmesi onu mükemmel biri yapıyordu gözümde.Yanımıza iyice geldiğinde tam karşımızda durmuştu. Abim kolunu omuzuma atarak Onur abiye gülerek cevap verdi.
"Yazgı'mız doktor oluyor kardeşim"
"hadi canım"
Onur abi yeşil harelerini benim kahvelerime çevirdi. Gerçekten mutlu olduğu belliydi. Zaten onu bu şekilde mutlu görmek çok zordu. Hep gözlerinde hüzün vardı.
Onur abi, uzun boyunu benim boyuma eğilerek yüzlerimizi karşı karşıya getirdi.
"başarabileceğini biliyordum küçüğüm. Seninle gurur duyuyorum"
Göz kırparak boyunu eski haline getirdi. Onunla olan ilişkimiz çok özeldi gözümde. Her ne kadar yaş farkımızdan dolayı abi desem de. Benim için bir arkadaş, bir sırdaş bir derttaş olmuştu. Onunla gülüp eğlenebiliyordum. Daha doğrusu onu sürekli güldüren ben oluyordum.
Abim bu sefer kolunu Onur abinin omuzuna atarak az evvel kalktıları kamelya ya Halit abinin yanına gittiler. Halit abi beni kısa ve öz bir şekilde tebrik edtmişti. Sonra da sohbet muhabbetin dibini bulduk. Melis her zamanki gibi çekirdek ve kolayı almıştı. Bu bizim stres atma yöntemimizdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cesaretin var mı Aşk'a
Teen FictionBir gün bir çılgınlık edip Seni sevdiğimi söylesem Alay edip güler misin Yoksa sen de sever misin Cesaretin var mı aşka Çarpıyor kalbim bir başka Sen de böyle sevsen keşke Desen bana yar Şarkının sözlerini söylerken karşımda son zamanlarda gözümü ka...