{11}

1.5K 102 161
                                    

Bana zamanın durduğunu ve sanki saatlerdir orada öylece duruyomuşuz gibi gelen süre aslında kısacık bir süreydi.
Onur dudaklarını geri çekerken gözlerinin kapalı olduğunu fark ettim. Yavaş yavaş araladığı gözleri benim gözlerimi bulurken şaşkındı.
Ağızını açıp bir şey demek ister gibiydi ama aynı zamanda söylemek istemiyor gibiydi de.
Ne olduysa birden oldu zaten. Onur yüzümdeki elini hızla çekti sonra ışık hızı ile arkasına bile bakmadan yanımdan ayrıldı.
Boşluğa itilmiş gibi hissettim o an. Bu adam kendini ne sanıyordu. Ya da beni ne sanıyordu, istediği zaman istediğini yapacağı bir oyuncağı mı. İstediğinde bağırıp çağırdığı, istediğinde sevgi sözlerini söyleyip yumuşatacağı biri mi. Ya da istediğinde sarılıp öpebileceği sonra da onu bırakıp gidebilecek biri miydim.
İlk öpücüğümü aldı be. Böyle mi olacaktı benim ilk'im. Arkasından o kaybolana kadar baktım. Evine değilde ters tarafa mekana doğru gitmişti.
Eve doğru girmek için döndüğümde gözüm onun evinin balkonuna çarptı. Celil amca balkon korumalıklarına tutunmuş bana bakıyordu. Göz göze geldiğimde utandığımı hissettim. Görmüş müydü acaba. Gördüyse ne düşünmüştür kim bilir. Utanarak hızla eve doğru girdim.

Giridğim gibi kıyafetimden kurtulup kendimi duşa attım. Kısacık süren duşumdan sonra pijamalarımı giyip yatağa attım kendimi. Yüreğim yanıyordu, kalbim sızlıyordu ama ben ağlayamıyordum. İlk defa gerçekten ağlayamıyordum.
Gözlerimi her kapattığımda gözümün önüne o an geliyordu.
Neden yapmıştı ki beni. Gerçekten istediği için mi. İyi de o zaman neden tek kelime etmeden gitti. Bu yaptığını anlayamıyordun.
Bir kaç gün öncesine kadar ben bu adamı sevip sevmediğini sorgularken onun tarafından öpüldüm ama hiç bir şey olmamış gibi de arkada bırakıldım.

Yanağıma değen sıcaklık ile ağladığımı anladım. İşte bu sanırım iplerimin kopmasına sebep oldu. Ardı ardına akmaya başlayan yaşlarımı artık tutamıyordum.

Dış kapının sesini duyduğumda abimin geldiğini anladım ve hızla yaşlarımı silip kendime gelmeye çalıştım.
Bir kaç dakika sonra abimin odamın kapısına vurması ile ona 'gir' diye izin vermiştim.
Yanına gelip sessiz adımlarla yatağıma oturdu.

"fıstığım, nasılsın. Nasıl geçti gecen"

"iyiydi abi"

"emin misin, yorgun görünüyorsun"

"şey ya sanırım yüksek sese maruz kalmak başımı ağırıttı"

Abim gülerek bakıyordu bana. Bende ona zor da olsa tebessüm etmiştim.

"senin günün nasıl geçti abicim"

"güzeldi. Bugün senin de emrin ile kafeden ayrıldım. Artık sadece Onur'un yanında çalışacağım."

"çok iyi yapmışsın abicim kendini yormaya değmez. Artık zaten karşılaman gereken bir tedavi parası yok. Mekandan aldığın da yetiyor zaten eve, sana. Bende aldığım burs ile geçiniyorum"

Abim gelip alnına uzunca bir öpücük kondurdu.

"ben seni hakkedecek ne yaptım acaba"

"asıl ben senin gibi bir abiyi hak edecek ne yaptım. Dünyanın en iyi en yakışıklı abisi benim abim be"

Abim kahkaha atarak beni kendine çekip sıkı sıkı sarıldı.

"ha bu gün ne oldu biliyor musun. Kafeden istifa ederken tam böyle patronla helalleşip ayrılacağım sırada kasadaki yaşlı bir teyzenin cüzdanı çalındı. Hırsız kaçarken bana çarptı ve bu yüzden hızı yavaşladı. Bende bir anlık gazla peşinden koştum. Baya şerefsiz beni koşturdu. Üsküdar iskeleye kadar koştuk. Neyse ben bunu yakalar gibi oldum. Yakalayınca bi güzel patakladım. Yerde baygın gibi yatarken önce polisi aradım sonra çantayı alıp gideceğim sırada ayağa kalkıp bana bıçak çekti. "

Cesaretin var mı Aşk'aHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin