Zaman su gibi geçiyordu. O günden sonra neredeyse 3 hafta geçmişti. Onur artık yavaş yavaş toparlamıştı.
O gün yemekten dönerken dedikleri sürekli aklımdaydı.
"o yufka yüreğinle, hayranı olduğum merhametinden bana da pay düşer mi. Beni de sevebilir misin. Mesela hasta olduğumda bana çay veya çorba yapar mısın. Ne biliyim işte sadece merhametine muhtacım"
Gözlerindeki o yalvaran bakışları gördüğüme yemin edebilirdim. Şuan 25 yaşında bir adam değilde çocuk vardı sanki karşımda. Nasıl cevap vereceğimi bilemediğim için hissettirerek cevap vermek istedim.
Kollarımı beline sarıp kafamı göğüsüne bastırarak ona sıkıca sarıldım."ne zaman daralsan, canın sıkılsa gelebilirsin bana. Herkese yetecek merhametim var benim"
Onur kollarını sarıp çenesini başıma yasladı.
"herkese gerek yok. Bana yetecek kadar olsun yeter"
O gün öyle dedikten sonra bir kaç kere mekana geldiğimde görebilmiştim onu. O zamanlarda da öyle, o gün ki olan, yani o aramızdaki şey bir daha olmamıştı. Zaten anlam vermiyordum. O gün gerçekten bunu istediğini düşünmüştüm. Hatta o gidebildiğim günlerde ona evden bir şeyler hazırlayıp götürmüştü. Ama beklediğim o tepkiyi alamayınca biraz hayal kırıklığına uğramıştım.
Okul hayatım desen, fena değildi. Değişik giden bir şey vardı, o da Mete ile olan aramızdaki ilişki. Mete açık bir şekilde bana karşı farklı davranmaya başlamıştı. Kızlar benden hoşlandığını iddia ediyorlardı ama ben böyle bie şeye ihtimal vermek istemiyordum.
Bir kaç gün öncesine kadar hep böyle düşündüm ama o gün söyledikleri ile gerçekleri fark etmiştim.
Okul çıkışı eve gitmek üzere yola çıkmıştım. Arkamdan birinin koşarak gelmesi arkama baktım.
"ya Allah aşkına bu nasıl bir bacak boy, adımlarına yetişemiyorum Yazgı"
"ah pardon hızlı yürümeye alıştım da"
"şey eğer sorun olmazsa bugün eve kadar eşlik etmek isterim sana. Yani geç oldu hava kararmak üzere yalnız gitme diye"
O an pek garipsemesem de mahalleye girildiğinde yanlış anlaşılabilir mi diye düşünmedim değil.
Beraber yürümeye başladık. Yol boyunca derslerden havadan sudan bahsettik.
Otobüsten indik ve mahalleye yürümeye başladık."anatomi dersleri seni de yoruyor mu ya. O organların Latince isimlerini ezberlemek anamı ağlatıyor ya"
"öyle ya, baya zorlar ama mecburuz"
"öyle valla. Olur da taktiğini öğrenirsen muhakkak bana da öğret"
Evin önüne geldiğimizde, Mete ye dönerek teşekkür ettim. Mete tam gitmek üzereyken abim evden çıktı.
"Yazgı"
"abi"
Abim dibimize kadar gelip, gözlerini Meteye dikmişti. Mete bu durumdan rahatsız olup abime çekinerek elini uzattı.
"merhaba"
"Meteydi demi"
"evet, şey. Ben hava kararınca Yazgı tek yürümesin diye eşlik ettim ama yanlış anlamazsınız umarım"
"yook ben kardeşimi asla yanlış anlamam. Yanlış anlaşılacak birisi varsa kardeşimin etrafında dönenlerdir."
"abiiii"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cesaretin var mı Aşk'a
Novela JuvenilBir gün bir çılgınlık edip Seni sevdiğimi söylesem Alay edip güler misin Yoksa sen de sever misin Cesaretin var mı aşka Çarpıyor kalbim bir başka Sen de böyle sevsen keşke Desen bana yar Şarkının sözlerini söylerken karşımda son zamanlarda gözümü ka...