Duyduğum sesin ne olduğunu anlamaya çalışırken tek bakabildğim şey Onur'un yeşil hareleriydi.
Onur ben aksime gayet sakin bakıyordu bana. Hatta sakinlikten ziyade yüzünde hafif bir tebessüm bile vardı. Yüzünü yüzüme yaklaştırıp kulağıma yöneldi.
"sadece havai fişek güzelim, sakin ol. Burada ben varken bir şey olmaz kimseye. Korkma"
Onur'un omuzlarında olan elimle farkında olmasan gömleğinin yakasını sıkmıştım. Onur kulağıma yakın olan dudaklarını çekip şakaklarıma bir öpücük bıraktı. Sonra da gözlerimizi birleştirdi ve huzur veren bakışları ile baktı.
"Yiğit ile birlikte her şeyi ayarladık. Tüm emniyet burada neredeyse. Öyle elini kolunu sallayarak kimse giremez buraya"
Gözlerimi kocaman açarak baktım Onur'a.
"anlattın mı abime"
"hayır, sen anlatmadan kimseye bir şey anlatmam. Sadece onu tüm iş arkadaşlarını buraya davet etmesi için ikna ettim. Birde polis düğünü bu belli olmaz dedim sen önlemini al dedim hemen ikna oldu zaten"
Onur'un beni bu kadar ince şekilde düşünmesini çok özlediğimi fark ettim. Gerçi ben onunla ilgili neyi özlemedim ki.
Elimi yavaşta gevşetim sıktığım yakasını özgür bıraktım. Sonra da nefesimi düzenleyip kendimi toparlamaya çalıştım.
"teşekkür ederim."
"ne için"
"yanımda olduğun için. Beni anladığın için"
"müsaade etseydin. Keşke izin verseydin her zaman yanında olurdum Yazgı"
Duyduklarım ile gözlerimin sullandığını hissettim. Hemen başımı eğip Onur'un görmesini istemedim. Şarkı bittiği için dans pisti boşalmaya başlamıştı bile. Bakışlarımı Onur'a çevirmeden ona oturalım demiştim.
O da itraz etmeden bana ayak uydurmuştu. Yerimize geçtikten sonra gerçekleşen düğün merasimleri sırasıyla güzel bir şekilde sonlanmıştı.
Abimin yanına vardığımda birazdan çıkacaklar için tekrar sarılıp tebrik ettim.
"abi'm, kahramanım, sırdaşım, baba'm. Seni böyle görünce gururlu bir anne gibiyim. Oğlunu büyütüp adam edip sonra da gururla evlendiren anne gibiyim."
Abim cümlemi bitirir bitirmez beni kendine çekip alnıma uzunca bir öpücük bıraktı.
"Yazgı'm, yoldaşım, sırdaşım, annelerin en güzeli. İyi ki bu deli oğlanı adam ettin. İyi ki benim biricik kardeşimsin."
Abimin daha fazla bir şey demesine fırsat vermeden sıkıca sardım kollarımı boynuna. Yoksa aksi takdirde delicesine ağlayabilirdim.
En son abim ve Damla herkese el sallayıp el ele düğün salonundan çıkmışlardı. Onlardan sonra da Emine teyze ve ben kapıda durup gelen davetlileri yolcu ediyorduk.
"Yazgı kuşum hadi sen artık git kuzum. Ben yolcu ederim geri kalanları. Geç oldu yoruldun sende"
"yok Emine teyze olur mu öyle şey. Erkek tarafı olarak benim burada durmam gerek"
"artık biz bir aileyiz erkek kızı mı kaldı. Ben buradayım yavrum. Hadi git sen. Hem abinin sadıcı olan delikanlı da gitmedi. Seni bekliyor sanırım"
Emine teyzenin baktığı yere bakınca elleri cebinde biz bakan Onur ile göz göze geldim. Utanarak Emine teyzeye baktığımda bana tebessüm ile bakıyordu. Haydi der gibi başı ile hareket yaptı. Bende ona daha fazla itraz etmeden yavaş adımlarla Onur'a doğru yürüdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cesaretin var mı Aşk'a
Teen FictionBir gün bir çılgınlık edip Seni sevdiğimi söylesem Alay edip güler misin Yoksa sen de sever misin Cesaretin var mı aşka Çarpıyor kalbim bir başka Sen de böyle sevsen keşke Desen bana yar Şarkının sözlerini söylerken karşımda son zamanlarda gözümü ka...