Açtığım kapının ardında gördüğüm yüz ile anında tüm bedenim gerilmişti. Bana sorduğu soruya alayla bakarken gözleri arkamdaki anneme iliştiğinde daha çok sinirlenmiştim.
"görüşmeyeli uzun zaman oldu Hümeyra"
İşte sabrımı taşıran son şey buydu. Hiç çekinmeden tek elimle boğazına yapışıp onu geriye doğru itmeye başladım. Annemle Yazgı'nın bırak diyen seslerini duysam da gözüm dönmüştü bir kez.
"ulan ölmek mi istiyorsun sen amacın ne ha"
"Onur bırak oğlum."
"Onur bıraksana, öldüreceksin bırak"
Yazgı'nın zorla çektiği kolum ile kurtulmuştu elimden.
"defol git lan bir daha da gelme sakın buraya"
Annemin anlattıklarına göre, yıllarca babam sandığım bu it herif beni annemden saklamış. Kaçırmış hatta. Annem ona beni emanet etmiş ama o ise saklamış vermemiş geri anneme. Annemfe yıllarca bulamamış beni. Neden böyle yaptığını sorduğumda hiç söylemedi. İşin içinde başka şeyler olduğunu sezebiliyordum ama ne olduğunu bilmiyorum. Sadece annemin korkulu rüyası haline geldiğini biliyorum.
"yalnız böyle bağırıp çağırmak biraz ayıp olmuyor mu Onur efendi. Bu yaşına kadar sana kim babalık yaptı"
Sinirden kahkaha atmıştım. Ne babalığından bahsediyordu bu ayyaş herif.
"ne babalığından bahsediyorsun sen. O manyak kadın beni eşek sudan gelinceye kadar döverken nerdeydi senin babalığın. Sana sinirlenip içtiği sigarasını üzeirmde söndürürken nerdeydi lan senin babalığın. Haa cevap ver. Ulan senin paranla yemek bike yemedim ben. 10 yaşında ulan 10 yaşımdaydım işe başladığımda. Bacak kadar boyumla eve ekmek getirdim. Neyin babalığından bahsediyorsun sen"
O kadar çok bağırmıştım ki etrafta yürüyen insanlar bile durup bakıyordu bize. Hiç biri umrumda değildi ama arkadan duyduğum hıçkırık sesi ile bir anda durulup arkamı döndüm. Annemin elleri ile ağzını örtüp ağladığını görünce tüm sinirim anında uçtu.
"şimdi nerden geldiysen oraya git ve bir daha gelip ne beni ne annemi ne de sevdiğim insanların canını sıkma"
Annemin omuzunda tutup onu göğüsüme bastırdım. Ağlamasından nefret ediyordum. Yazgıyı da diğer kolumun altına alıp yürümeye başladık.
"bilmediğin çok şey var Onur."
Bir kez daha durup kafamı çevirip arkama baktığımda onun pis gülüşünün aksine sakinliğimi korkuyup konuştum.
"biliyorum, bilmediğim şeylerin olduğunu biliyorum. Ama eğer öğrenmem gerekirse annem söyler. Sen o pis ağızını yorma"
Daha fazla saçmalamasını istemediğim için hızla içeri girdik. Mutfağa girdiğimizde annemi hemen sandalyeye oturttum. Yazgı da su doldurduğu bardağı uzattı.
"daha iyi misin annem"
"iyiyim oğlum. Ben, ben yani sen öyle anlatınca. Bir kez daha utandım. Sana yaşattıklarına engel olamadığım için çok mahçubum oğlum. Beni affet ne olursun"
Eğilip annemin alnına bir öpücük kondurdum.
"annem, bunu kaç defa konuştuk. Ben senden razıyım. Hakkım helal sana. Asıl sen analık hakkını helal et. Senin beni karnında 9 ay taşımanın hakkını ödemek bile zorken."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cesaretin var mı Aşk'a
Fiksi RemajaBir gün bir çılgınlık edip Seni sevdiğimi söylesem Alay edip güler misin Yoksa sen de sever misin Cesaretin var mı aşka Çarpıyor kalbim bir başka Sen de böyle sevsen keşke Desen bana yar Şarkının sözlerini söylerken karşımda son zamanlarda gözümü ka...