{23}

1.4K 93 106
                                    

Burnuma dolan bergamot gibi keskin koku ile kapalı olan gözlerimi araladım. Başımın altındaki sertlik ile nerede olduğumu o an idrak etmiştim. Başımı yaslandığım yer yastık değil Onur'un sert göğüsüydü. Burnuma gelen o koku da onun kendisine has kokusuydu.
Nasıl yani ben burada mı uyuya kalmıştım. En son Onur benden izin alarak beni öpmüştü. Sonra da uykusunun geldiğini söylemişti.
O uyuyana kadar bekleyecektim ama gel gör ki bende uyuya kalmışım yanında. Pencereye baktığımda havanın kararmadığını gördüm. Allahtan dedim içimden yoksa sanrıım utancımdan abimin yüzüne bakamazdım.

Başımı kaldırıp Onur'un uyuyan sakin yüzünü izledim.
Uyanıkken ciddi ve sert yüzünün aksine şuan küçük bir çocuk kadar masum bir yüzü vardı.

"izlemelere doyamıyorsun sanırım"

Onur'un birden konuşması ile ürkmüştüm. Uyanık mıydı bu adam. Şaşkınlık ve utanma arasında kalmıştım. Gözlerini aralayıp başını yana yatırıp gözlerimiz birleştirmişti.

"hani ben uyuyunca gidecektin"

"uyuya kalmışım."

Onur dudaklarına yerleştirdiği kocaman gülümsemesi ile alnıma bir öpücük bırakıp geri çekildi.

"biliyorum. Çünkü uyumak için uyumanı bekledim"

Dudaklarıma yerleşen gülümsemeye engel olamadım.
Yerimden doğrulup eğilerek dudaklarımı alnına bastırdım.

"ateşin düşmüş. Rengin de düzelmiş. Daha iyi misin"

"hıhım. Uyuduğum en güzel uykuydu bu. Kendimi hiç bu kadar dinç hissetmedim"

"hadi kalk. Sana bir ıhlamur da yapayım hiç bir şeyciğin kalmaz."

"iyiydik böyle"

"Onurr, hadi kalk."

Onur gülen yüzü ile yerinden kalkıp banyoya doğru adımladı. Bende arkasından mutfağa geçtim.

Onur gelmeden ona güzel bir ıhlamur kaynatmaya başladım. Mutfağında cezve ararken resmen her yeri karıştırmıştım. O kadar dalmışım ki işime mutfağa giren Onur'u fark etmemiştim bile.

"mutfağımı yakışacağını söylemiştim ama bu kadarını ben bile hayal etmemiştim"

Onun sesini ilk duyduğumda irkilsem de kurduğu cümleler ile de utanmıştım.

"laflarından baya kendine geldiğini çıkarıyorum."

Gülerek mutfağın köşesindd kalan masaya doğru gidip oturdu. Bende kaynamaya başlayan suya ıhlamurları atıp altını kısarak demlenmesini bekledim. O sırada gidip Onur'un yanına oturdum.
Karşılıklı oturup birbirimize gülerek bakıyorduk.
Masada duran eski tarzdaki radyoya baktım. Onur bakışlarımı takip edip ona baktığımı görünce eliyle düğmelerine basıp açtı.

"müzik eşliğinde seni izlemek güzel olacak"

Sıradan bir kanal açıp çalacak parçayı bekledik. Duyduğum ses ile gözlerim Onur'u bulduğunda yüzündeki gülümsemenin yavaş yavaş solduğunu gördüm.
Parça Müslüm Gürses- Nilüfer di.

Zamanın eli değdi bize
Çoktan değişti her şey
Aynı değiliz ikimiz de
Zaaflarına bir gece
Hatalarına bir nilüfer
Sevgisizliğine bir kalp verdim

Cesaretin var mı Aşk'aHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin