2.Bölüm; Píso Büyüsü

8.9K 1.1K 1.1K
                                    

"Iyyy bunu nasıl içiyorsun Lix?"

Yine hiçbir şeyi beğenmeyen Hyunjin, bir hışımla önündeki bal kabağı suyunu Felix'e doğru ittirmişti.

"Boşver sen şimdi benim neyi içip içmediğimi de asıl konumuza bakalım isterseniz."

Felix anlamlı bakışlarını kolundaki yılanının çenesini seven Jisung'a yönelterek konuşmuştu.

"Nasıl böyle bir şeyi kabul edebilirsin? Ya kaybedersen?"

"Kaybetmeyeceğim."

Gözlerini yılanından çekmeden rahat bir tonda söyledi.
Felix ise bıkkınla Hyunjin'e bakarak bir şeyler söylemesini umuyordu ama Hyunjin çoktan başını ellerinin üstüne yaslamış Felix'in arkasındaki Jeongin'e doğru hülyalı hülyalı bakmaya başlamıştı bile.

Minho, Changbin ve Jeongin yemek yerine yeni girmiş, yerlerine doğru ilerliyorlardı. Tam o sırada Hyunjin kendine sinirli ve kırmızı gözleriyle bakmakta olan Minho ile göz göze gelmişti.

Minho sol elinin baş parmağıyla boynunu keser gibi yaptığında Hyunjin yutkunarak bakışlarını önüne çevirdi.

"Küçük tilkim bana aşık olsa bile onun bu şeytan abisi kesin beni 88 parçaya böler, pişirir sonra da kedilerine yem eder."

Felix Hyunjin'in söyledikleriyle arkasına kısa bir bakış atıp önüne dönerken konuştu.

"Harbiden bu caninin nasıl 3 tane kedisi olabilir hala aklım almıyor, ah zavallı kedicikler!"

Bütün bunlar olurken Minho ve arkadaşları Hyunjin'in arkasındaki masalarında yerlerini almışlardı.

Changbin bir kolunu Jeongin'in omzuna atarken konuştu.

"Şu sarı çıyan sana bakıp duruyor. Rahatsız olursan söyle alayım façasını aşağı."

Jeongin aralarında en küçük olduğu için ona herkes sahip çıkardı. Chan 25, Changbin 24, Minho 23, Felix, Seungmin ve Hyunjin 22, Jisung 20, Jeongin ise 19 yaşındaydı.
Genç yaşlarına rağmen onları yeraltı dünyasında tanımayan yoktu. Kimisi gücüyle, kimisi zekasıyla bir şekilde tanınıyorlardı.

Jeongin utanarak bakışlarını abisinin kırmızı gözlerine çevirdi ve rahatlatırcasına konuştu.

"Saçmalama Bin hyung, abim öldürecek gibi zaten sana ihtiyacımız yok."

Gülerek söylediğinde Minho kardeşine bakıp gülümsedi. Nadir gülümsediği zamanlardan biriydi kardeşi yanında olduğu zaman. Ah bir de kedileriyle olduğu zaman tabii.

Aslında Jeongin, Hyunjin'den etkilenmiyor değildi. Yakışıklı bir yüzü, mükemmel bir fiziği, gözleri sarıya döndüğünde korkutucu bir karizması vardı. Kim olsa etkilenirdi. Jeongin sadece çekiniyordu.

Her iki grup da atışıp didişerek uzun bir sürenin sonunda yemeklerini yemişlerdi.

Jisung çizmesinden asasını çıkarıp evindeki dolaba küçük bir pencere açtı. İçinden ölü farelerden bir tanesini alıp geçidi kapatarak asasını tekrar çizmesine yerleştirdi.

"Benim prensesim açıkmış mı? Al bakalım güzelim."

Gözlerinden kalpler çıkararak yılanını beslediğinde Hyunjin kusmamak için uğraşıyordu. Felix ise Hyunjin'e gülmekle meşguldü. Karnını tutup kahkahalar atarken karşı masadan ona bakan bir çift siyah gözle göz göze gelmişti fakat şu an umursayacak durumda değildi.

Poisoned For You///MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin