28.Bölüm; Tehlikeli Sular

6.6K 1K 922
                                    

Jisung kolundan çekiştiren Lee know'dan nasıl kaçacağını bilmiyordu. Neredeyse sweati yırtılacaktı bu yüzden sürekli bağırıyordu.

"Yah! Lee know öküzü bıraksana kıyafetimi!"

Tam olarak bir buçuk saattir tüyü kimin alacağını belirlemek için gökyüzünün ortasında birbirlerini süpürgelerden düşürmeye çalışıyorlardı.

"Pes et artık Hanji!"

Jisung süpürgeyle ters dönerek sonunda kurtulmuştu Lee know'nun elinden.

"Rüyanda görürsün sen."

Hızlı bir hamleyle uzaklaştı önce, sonraysa ne yapacağını düşünmeye başlamıştı. Lee know ondan çok daha güçlü olduğu için zorlanıyordu.

Üstüne doğru uçan çocuğa baktı. Terlemiş, kırmızı saçları alnına yapışmıştı. Bir an için bu manzaraya tav oluyordu Jisung.

Sonra ne olduğunu fark ederek hızla yana çekildi. Lee know ani bir frenle durmak zorunda kalmıştı. Hangi kral böyle saçma bir oyun oynatırdı ki zaten? Bir de havada uçan tahtında oturup kızıyla birlikte izliyordu.

"Lee know oppa başarabilirsin!"

Ah, prenses bir de iyice incelttiği sesiyle bağırıyordu tabii. Jisung gözlerini devirdi. Zaten yeterince zorlanıyordu.

"Lanet olsun sus artık."

Lee know'dan kaçmaya çalışırken sessizce söylemişti. Kulaklarını hissetmiyordu şu an.

"Bu kızı çok mu aradın?"

"Hmm sanane?"

Jisung'un yaşadığı dejavuyla bir an dikkati dağılmıştı bunu fırsat bilen Lee know hızla süpürgesine çarptı.

Jisung bu güçlü çarpışma yüzünden kendini yere doğru düşerken buluvermişti. Lee know kazanmıştı. Hızlı bir ıslık çaldı ama süpürgesi donmuş bir şekilde havada duruyordu.

Şaşkınlık ve korku aynı anda vücuduna yayılırken asalarını aldığı için krala güçlü bir küfür savurdu. Güya haksızlık olmaması için büyü yapmalarını engellemişti.

Tekrar bir ıslık çaldı ama süpürgesi hala gelmiyordu. Altına baktı, yere çarpmasına çok az kalmıştı. Muhtemelen parçalarını bile bulamazlardı.

Daha yapmak istediği çok şey vardı Jisung'un, böyle ölemezdi. Gözlerini kapatıp içinden dua etmeye başladı. Hazreti kim varsa ihtiyacı vardı şu an.

Kısa süre sonra belinde hissettiği kolla gözlerini tekrar açtı Jisung. Lee know da olurdu tabii. Hemen boynuna kollarını doladı, çok korktuğu için gözleri dolmuştu Jisung'un.

Lee know önüne oturttuğu bedenin beline sardığı kolunu sıkılaştırıp çıplak tenini okşadı sakinleştirmek adına. Jisung'un süpürgesine ne olduğunu o da anlamamıştı. Halbuki ıslık çaldığını duymuştu.

"Şşh, ağlama."

Büyük olanın şefkatli sesine karşı burnunu çekerek konuştu Jisung.

"T-teşekkür ederim."

"En azından bu sefer ne dediğini anlayabildim."

Lee know'nun bu sözleriyle kıkırdadı. Tekrar kralın yanına vardıklarında onları o şekilde gören prenses sinirli bir şekilde yumruklarını sıkmıştı. Jisung kendi süpürgesini tekrar çağırmayı denedi. Süpürge anında yanına gelmişti.

Poisoned For You///MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin