(TAMAMLANDI.) Yeraltı dünyasının en inatçı ve zeki cadısı Han Jisung, en tehlikeli ve güçlü cadısı olan Lee Minho ile girmemesi gereken bir rekabete girer.
Bu rekabetin sonucunda ise ne olacağını kimse bilmiyor, yıldızlar bile...
TANITIMI ATLAMAYIN...
Çan sesleriyle uyanmıştı Jisung. Görevin tamamlanmasının üstünden 2 gün geçmişti. Diğer görevin gelmesine ise hala 4 gün vardı.
Gözlerini ovalayarak yatağında doğruldu. Görev günü olanlar iki gündür aklından çıkmamıştı. İkisinin de birbirini sevdiği yoktu aslında sadece cinsel çekim diye düşünüyorlardı.
Dün ortak alanda karşılaşmışlar ve arada Jisung'un göz kaçırmaları dışında hiçbir şey olmamış gibi davranmışlardı.
Ne olmuştu o dik başlı, inatçı Jisung'a? Merak etmeyin yakında geri dönecekti. Sadece Lee know'un, bacağını okşayan aptal elini unutması gerekiyordu o kadar. Bir daha o eteği giymeyecekti.
Kafasını iki yana sallayıp bugün için hazırlanmak üzere banyoya gitti. Önce akmış mavi saçlarını kahverengiye boyatacaktı. Sonra da Felix'le birlikte iksir yapmak için, iksir salonlarından birine gideceklerdi.
Mavi saçlarını seviyordu Jisung ama sıkılmıştı artık. Yüzünü yıkayıp dişlerini fırçaladı, kirazlı lipbalmını sürdü ve gözlerine siyah kalemini çekti.
Banyodaki işi bitince dolabının karşısına geçip kapakları açtı. Siyah kot pantolonunu ve çizmelerini giydi önce, asasını yerine koydu ve üstüne de lacivert bir kazak geçirdi.
Jeremy'e de kahvaltısını verdikten sonra evden ayrıldı. Direkt kuaföre doğru yürümeye başlamıştı. Birkaç saat sonra işi bittiğinde sonuçtan çok memnundu Jisung. Ortak alana doğru yürümeye başladı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Arkadaşlarını görünce direkt yanlarına yerleşti.
"Selam Hanj- yuh saçların çok iyi olmuş!"
Jisung Hyunjin'in cümlesiyle gülerek arkadaşına teşekkür etmişti. Felix'in sesi çıkmayınca ona doğru döndü.
Felix Hyunjin'in arkasında oturan Changbin'e bakıyordu. Jisung bu konuyu konuşması gerektiğini hatırlayarak arkadaşını dürttü.
"Lix, ne zaman gidiyoruz?"
Jisung'un sesiyle ona dönüp cevapladı Felix.
"Şimdi gidebiliriz."
İkili ayaklandıklarında Hyunjin çoktan onu tek bırakacakları için mızmızlanmaya başlamıştı bile.
"Çocuklaşma Hwang seni de çağırdık ama gelmek istemedin?"
"İyi, ben de Maria'nın yanına giderim." Uzun sarı saçlarını bileğindeki tokayla toplayıp ayağa kalktı. Hyunjin büyük adımlarla uzaklaşırken diğer ikisi ise ters yöne doğru yürümeye başlamışlardı.
