Tatilden dönmelerinin üzerinden yaklaşık bir ay geçmişti. Böylelikle Jisung hamileliğinin üçüncü ayına girmişti. Cadıların hamileliği insanlardan farklı olarak yalnızca beş ay sürdüğünden göbeği oldukça büyümüştü.
Minho ile iki katlı, çok büyük olmayan bir eve taşınmışlardı. Artık birlikte yaşıyorlardı. İki ay içinde değişen tek şey bu olmuştu. Bu arada hala kiraz yiyemiyordu.
Şimdiyse gecenin bir vakti, yataklarında uyuyorlardı. En azından Minho sırt üstü yatan sevgilisine ve bebeğine sarılmış, uyuyordu. Jisung ise tavanı izlemekle meşguldü. Şu sıralar mide bulantıları azaldığı için aşermeleri artmıştı.
Daha fazla dayanamayacağını anladığında Minho'nun omzunu dürttü sakince.
"Minho."
Büyük olan yerinde biraz kımıldadıktan sonra tekrar aynı pozisyonda durmuştu. Jisung şansını bir kez daha denedi.
"Minho."
"Hmm?"
"Canım erik istiyor."
Jisung ağlamaklı bir sesle konuştuğunda Minho gözlerini bile açmadan sadece parmağını şıklatmış, komidinin üstünde bir paket erik oluşturuvermişti. Jisung hevesle ona sarılan Minho'yu iterek yerinde doğruldu. Minho buna sadece yarı uyur bir şekilde tebessüm etmişti.
Jisung ağzına attığı erikle hayal kırıklığına uğramıştı. Sihirle yapıldığından olsa gerek tam tadı gelmiyordu.
"Minho."
Minho neyin geleceğini az çok tahmin ettiğinden derin bir nefes vermişti. Cevap vermese kurtulabilir miydi? Sanmıyordu. Tekrar Jisung'a doğru dönerek bu sefer konuştu.
"Efendim, bebeğim?"
"Bu eriğin hiç tadı yok. Gidip alamaz mısın?"
"Jisung, şimdi nereden bulacağım tadı olan eriği?"
"Ben nereden bileyim? Bul işte."
Minho Jisung'a çarpmamaya özen göstererek yerinde doğrulmuştu. Gözlerini ovarak esnedi. Parmağını şıklatarak üstünü değiştirip yarı uyur bir şekilde odadan çıkmıştı.
Jisung yüzüne yayılan gülümsemeyle ellerini karnına koyup Minho gelene kadar bebeğiyle konuşmuştu.
Yaklaşık bir saat geçmesine rağmen Minho hala dönmemişti. Jisung yavaştan endişelenmeye başlıyordu. Tam asasını almak için ayağa kalkmıştı ki yatak odasının açılan kapısıyla o tarafa doğru döndü.
Minho elinde bir kutu erikle Jisung'a doğru yaklaştı.
"Neden ayaktasın?"
"Hiç, boşver."
Jisung direk Minho'nun elindeki kutuyu kaptığı gibi mutfağa gitmişti. Minho ise her ne kadar uykusuna devam etmek istese de sevgilisinin yanına doğru ilerledi. Jisung tezgahın üstüne koyduğu eriklerine tuz dökmekle meşgulken büyük olan onun büyümüş karnına bakıp bu haliyle ne kadar güzel olduğunu düşünüyordu. Jisung ağzına ekşi eriklerden atıp yüzünü buruşturarak kapıda dikilen Minho'ya doğru döndü.
"Neden uyumuyorsun?"
Minho onun bu sorusuyla transtan çıkar gibi olmuş, yanına doğru ilerlemişti. Yanağına bir öpücük kondurup kollarını beline sararak şişmiş karnını okşadı. Yanağını sevgilisinin omzuna yaslayarak gözlerini kapatmıştı.
Jisung eriklerini yiyene kadar öyle durdular. Artık yatma vakti gelmişti tekrar. Minho Jisung'u kucağına alarak yataklarına taşıyıp üstüne eğildi. Jisung ise kollarını sevgilisinin boynuna dolayıp onu kendine çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Poisoned For You///Minsung
Fantasy(TAMAMLANDI.) Yeraltı dünyasının en inatçı ve zeki cadısı Han Jisung, en tehlikeli ve güçlü cadısı olan Lee Minho ile girmemesi gereken bir rekabete girer. Bu rekabetin sonucunda ise ne olacağını kimse bilmiyor, yıldızlar bile... TANITIMI ATLAMAYIN...