(TAMAMLANDI.) Yeraltı dünyasının en inatçı ve zeki cadısı Han Jisung, en tehlikeli ve güçlü cadısı olan Lee Minho ile girmemesi gereken bir rekabete girer.
Bu rekabetin sonucunda ise ne olacağını kimse bilmiyor, yıldızlar bile...
TANITIMI ATLAMAYIN...
Önceki bölümü okuduğunuzdan emin olun, bazılarınıza bildirim gitmiyor.
İyi okumalarr <8
Ertesi gün Jisung çanların sesiyle uyanmıştı. Aslına bakarsanız hiç uyanmak istemiyordu çünkü hala aklına göreviyle ilgili bir şey gelmiyordu.
Sıkıntıyla yatakta diğer tarafa döndü. Bomboş bir kağıtla ne yapabilirdi ki? Büyülü bir şeyler de yazmıyordu. Bu sefer Chan ve Seungmin'in de bir fikri yoktu. Belki de daha kıdemli birilerine danışmalıydı.
Geçen gün Seungmin'in dediği gibi kağıda kendisi bir şeyler yazmayı denemişti ama yazılmıyordu. Bu yüzden elinde olan ihtimaller de suyu boylamıştı. Bunlar yetmiyormuş gibi Lee know'nun kırmızı saçları ve o kızın belindeki eli aklından bir türlü çıkmıyordu.
Sıkıntıyla ofladı ve banyoya doğru ilerlemek üzere yatağından kalktı. Bol kiraz aromalı ürünleri sayesinde buram buram kiraz kokarak çıkmıştı banyodan. Dişlerini fırçalamaya üşendiği için fırçasına ufak bir büyü yapmış, dişleri kendiliğinden fırçalanmıştı.
Jeremy'le birlikte kahvaltısını yaptı sonra da giyinmek üzere dolabının önüne geçti. Siyah fileli bir eşofman giymişti. Üstüne de beyaz hafif crop bir sweat geçirdi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Spor ayakkabı giydiği için asasını koluna koymak zorunda kalmıştı. Hafif bir makyaj yaptığında ise hazırdı. Jeremy'yi ve görev kağıdını da yanına alıp evden çıktı.
Bir süre sonra gelmek istediği yere varmıştı. Büyük ve ağır tokmağı kaldırarak kapıyı çaldı.
Maria yine yüzüne takındığı samimi gülümsemesiyle açmıştı kapıyı. Jisung'u görünce çok sevinerek hemen içeri davet etti. Jisung şatafatlı koltuklardan birine otururken konuştu.
"Nasılsın Maria?"
"İyiyim Sung. Seni hangi rüzgar attı buralara?"
"Görevimle ilgili bir sıkıntım var. Senden yardım istemeye geldim."
"Ah, anlıyorum. Sana nasıl yardım edebilirim peki?"
"Görevimin ne olduğunu anlayamadım. Hiçbir şey yazmıyor!"
Maria anlayışla kafasını salladı. Kırmızı ojeli ellerini çenesine dayayarak bir süre sessiz kalıp düşündü. Sonra ise Jisung'a doğru dönerek konuşmaya başladı.
"Gökyüzü hakkında ne düşünüyorsun Hanji?"
Jisung kaşlarını çattı bir süre. Gökyüzünü çok fazla görmemişti. Gördüğü zamansa çoğu zaman karanlıktı.
