Önceki bölümleri okuduğunuzdan emin olun, bildirim gelmemiş olabilir.
Yorumlarınızı bekliyorum, iyi okumalar <8
Yeni bir gün, yeni bir görev... Jisung yeni uyandığı için önce bir güzel esnemiş sonra da havada uçan zarfı alıp açmıştı. Kaşları şaşkınlıkla havalanırken ağzı da aynı oranla açılmıştı. Zarftaki kağıt boştu. Bildiğiniz hiçbir şey yazmıyordu.
Jisung bunun ne demek olduğunu anlamamıştı. Ne yani görev yok muydu? Ama olması gerekiyordu. O halde neden bir şey yazmıyordu?
Kağıdı komodinine bırakıp banyoya ilerledi. Hızlı bir duş alarak dişlerini fırçaladı. Jeremy'le birlikte kahvaltısını yaparken hala görevini düşünüyordu. Anlaşılan bu seferki kolay olmayacaktı.
Kahvaltısını bitirdikten sonra dolabının karşısına geçip siyah yırtık bir kot pantolon ile haki renginde bir sweat giydi. Çizmelerini giydi ve asasını çizmelerinden birine sıkıştırdı. Aksesuarlarını takıp siyah göz kalemini de sürdüğünde hazırdı.
Jeremy'yi yanına alacaktı. Sehun birkaç gündür sessizdi. Yılanını yanına çağırdı. Jeremy sahibini dinleyerek Jisung'un sol bacağına kendini sarmıştı.
Komodinin üstüne bıraktığı görev kağıdını da cebine sıkıştırıp ortak alana doğru ilerledi. Hyunjin ve Felix her zamanki yerlerinde oturuyorlardı. Jisung önce yanlarına uğrayacaktı.
"Selam çocuklar, ne yapıyorsunuz?"
"Selam Hanji. Lix geçen gün çok lezzetli bir brownie yemiş de onu anlatıyordu."
Felix başıyla Hyunjin'i onaylayıp Jisung'a doğru döndü.
"Sen ne yapıyorsun? Otursana."
"Biraz işlerim var, daha sonra geleceğim."
İkili anladıklarını belirterek kafalarını salladılar. Jisung çok geçmeden arkadaşlarına veda edip şu sıralar en sık gittiği yere doğru yürümeye başladı. Kütüphaneye girdiğinde, yeni basılmış kitapların kokusu burnunu doldurmuştu. Bu kokuya bayılırdı Jisung.
Tahta zeminde çok gürültü çıkarmamaya çalışarak yavaşça arka taraflara doğru ilerledi. Çok geçmeden solda, cam kenarı bir masada oturan ikiliyi görmüştü. Yanlarına doğru adımladı hızlıca. Seungmin'in karşısındaki sandalyeyi çekip oturdu.
"Selam."
"Selam Hanji?"
"Sizlere görevimle ilgili bir şey danışmaya geldim, işinizi bölmüyorsam eğer?"
Chan önündeki kitabı kapatıp meraklı bakışlarını Jisung'un yüzüne çıkardı.
"Tabii, nedir?"
Jisung cebinden çıkardığı boş kağıdı Chan'a doğru uzattı. Chan kaşlarını çatarak kağıdı alıp inceledi.
"Görevin yazıldığı kağıt ama bu sefer bir şey yazmıyor. Sabahtan beri düşünüyorum. Aklıma hiçbir şey gelmiyor hyung."
Elini alnına koyup oflayarak geriye yaslandı. Chan bir süre sessiz kaldıktan sonra asasını çıkarmıştı.
"Belki sihirli bir yazıdır. Büyüyle görünüyordur?"
"Denemekten zarar gelmez."
"Aparecium*!"
Jisung meraklı gözlerle öne doğru eğildi. Chan umutsuz bir bakışla ona doğru dönüp kafasını olumsuz anlamda salladı. İşe yaramamıştı, kağıt hala boştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Poisoned For You///Minsung
Fantasy(TAMAMLANDI.) Yeraltı dünyasının en inatçı ve zeki cadısı Han Jisung, en tehlikeli ve güçlü cadısı olan Lee Minho ile girmemesi gereken bir rekabete girer. Bu rekabetin sonucunda ise ne olacağını kimse bilmiyor, yıldızlar bile... TANITIMI ATLAMAYIN...