(TAMAMLANDI.) Yeraltı dünyasının en inatçı ve zeki cadısı Han Jisung, en tehlikeli ve güçlü cadısı olan Lee Minho ile girmemesi gereken bir rekabete girer.
Bu rekabetin sonucunda ise ne olacağını kimse bilmiyor, yıldızlar bile...
TANITIMI ATLAMAYIN...
Küçük kız paytak adımlarıyla onu çağıran annesine doğru koşturmaya çalışırken birden yere kapaklanmıştı.
Yavaş düştüğü için Jisung gülmesini bastırarak kızının yanına gelip onu yerden kaldırdı.
"Ağlamak yok. Sen güçlü bir kızsın."
Haeri dolu gözleriyle onu onaylamıştı. Ağlamamak için kafasını kaldırdı. Jisung kızının bu tatlı haline gülerek yumuşak yanağına bir öpücük bıraktı. O sırada yarım yamalak toplanmış saçları görmüştü.
"Minho."
"Efendim?"
"Gelip Haeri'nin saçını bağlar mısın?"
Minho elindeki poşeti masaya bırakarak onların yanına geldi. Haeri babasını görür görmez küçük ellerini bacağına sararak ağlamaya başlamıştı. Minho onu çok şımarttığı için yanındayken Minho'ya dayanamıyordu. Jisung'a göre Haeri en çok babasını seviyordu.
Minho eğilip küçük kızı kucağına alarak saçlarını okşadı. Gözyaşlarını silerek tek tek yanaklarını öpmüştü.
"Çok acıdı, dijim baba."
"Benim güzel kızım. Bakayım neresi? Öpersem geçer bence değil mi?"
Haeri başıyla babasını onaylarken Minho kızıyla birlikte koltuğa oturmuş, önce kızaran dizini öpmüştü. Sonra ise eline aldığı lastik tokalarla Haeri'nin saçlarını iki tane küçük topuz yaparak bağlamıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Minho kızını yere indirip ona parmağını uzatmıştı tutması için Jisung da diğer parmağını uzatarak kızının ortalarında kalmasını sağladı.
Haeri ışınlanmaktan korktuğu için genelde gidecekleri yere yürüyorlardı. Şanslarına Felix ve Changbin'in evi uzak değildi.
Bir süre sonra vardıklarında Jisung kapıyı çaldı. Changbin yüzüne yerleştirdiği gülümsemesiyle kapıyı açtığında iki kolunu da açarak tek dizinin üstüne çökmüştü.
"Prensesim gelmiş!"
Haeri anında ailesini satarak Changbin'in kollarına atmıştı kendisini. Onu çok seviyordu. Öyle ki Felix onun Changbin'e aşık olduğunu bile düşünüyordu.
Hep birlikte içeri geçtiklerinde koltuklara oturmuşlardı. Felix yattığı yerden doğrulup arkadaşlarını selamladı.
Haeri'nin Changbin'den çok sevdiği bir şey varsa o da Felix'in karnındaki bebekti. Işık hızıyla Changbin'in kucağından atlayıp Felix'e doğru koşarak şişkin karnına sarıldı.
