23.Bölüm; Karanlık

6.5K 1.1K 550
                                    

(Geçen bölümü gören kişi sayısı çok az bu bölümü okumadan önce 22. bölümü okuduğunuzdan emin olun lütfeen)

Eric, toplantıdan çıktıktan sonra her yerde Jisung'u aramaya başlamıştı. Neden gelmediğini merak ediyordu. Binanın etraflarında göremeyince ortak alanda olabileceğini düşünüp kendini ışınladı.

Bir süre de buralarda dolaştıktan sonra bulamayınca artık pes etmişti. Ortak alandan çıkıp karanlık sokaklara attı kendini. Ayakkabısının ucundaki küçük taşı tekmeleye tekmeleye sakince yürüyordu. Taa ki bir ses duyana kadar.

Bir ağlama sesiydi ama tam olarak nereden geldiğini anlamamıştı. Birazcık daha ilerleyip sağ taraftaki ara sokağa saptı. Ağlama sesini net olarak duyabiliyordu artık. Yerdeki kan lekelerini görünce adımlarını hızlandırmıştı.

Sokaktaki çöp konteynırının arkasında saklanan küçük bir çocuk kollarını dizlerine sarmış ağlıyordu. Eric panikle yanına çöktü.

"Ne oldu? Neden ağlıyorsun?"

Küçük çocuk cevap vermemişti. Onun yerine ağlaması daha da şiddetlenmişti. Kafasını kaldırıp karşısındaki bedenin yüzüne baktı. Sonra ise küçük kollarını Eric'in bedenine sarmıştı. Eric de aynı şekilde küçük çocuğun sırtını sıvazlayacaktı ki eline gelen ıslaklıkla kaşlarını kaldırdı. Karanlıkta pek iyi göremediği için tahmin ettiği şey olmamasını umarak kendini çocukla birlikte ortak alana ışınladı.

Küçük çocuk hala ağlıyordu. Eric ise dehşetle elindeki kırmızı sıvıya bakakalmıştı. O anki panikle gücünü kullanmak aklına gelmemişti. Hemen hastaneye doğru koştu.

Çocuk gözüne gelen beyaz ışıktan dolayı rahatsız olmuş olacak ki iyice şiddetli ağlamaya başlamıştı. Çocuğun ağlaması arttıkça Eric'in de gözleri doluyordu. Hemşirelerin önüne getirdiği sedyeye çocuğu oturttu.

"Y-yarası sırtında. Lütfen yatırmayın!"

Ne ara kendisinin de ağladığını anlamamıştı bile. Gözlerindeki yaşlar teker teker dökülmeye başladığında yere çöktü.

Aklına çocukluğu gelmişti. Babası ondan o kadar çok nefret ederdi ki her gün onu döverdi. Eric'in de sırtı aynı böyle kanardı. O iğrenç adamın yüzü gözünün önüne gelmişti. Bu çocuğun o an düşmüş veya oyun oynarken yaralanmış olmasını her şeyden çok istemişti.

Omzunda hissettiği elle kafasını kaldırdı. Ona dokunan kişi Jisung'u tedavi eden doktordu. Şefkatli sesiyle sordu Doktor Lee.

"İyi misiniz, yoksa yaralı mısınız?"

Kafasını sağa sola salladı Eric. Yaralı değildi ama iyi olduğu da söylenemezdi. Doktor Lee anlayışla kolunu Eric'in beline sararak ayağa kaldırdı ve yandaki koltuklardan birine oturttu.

O kattaki otomattan peçete ve su alarak tekrar ağlayan çocuğun yanına geldi. Şişeyi açarak uzattı.

Eric, suyu içtikten sonra sonunda biraz daha sakinleşmişti. Doktor Lee, Eric'in kanlı olan ellerine bir bakış attı. Aldığı peçetelerden birini yanaklarından süzülen yaşlara bastırdı.

Eric anında peçeteyi doktorun elinden alarak ona doğru döndü.

"Sizin işiniz olmalı. Çok teşekkür ederim, buradan sonrasını ben hallederim Doktor Lee."

Doktor Lee gülümseyerek önemli olmadığını söyledi.

"Aslına bakarsan şu an ara zamanım. Gel, ellerini yıkamana yardım edeyim."

Eric onaylayarak kalkan doktorun peşinden yürümeye başladı. Doktor Lee, sadece doktorlara özel olan tuvaletlerden birine girdiğinde Eric de onu takip etmişti. Hemen bir lavabonun önüne geçip ellerini yıkadı önce. Sonra da yüzüne birkaç kere su çarptı.

Poisoned For You///MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin