(TAMAMLANDI.) Yeraltı dünyasının en inatçı ve zeki cadısı Han Jisung, en tehlikeli ve güçlü cadısı olan Lee Minho ile girmemesi gereken bir rekabete girer.
Bu rekabetin sonucunda ise ne olacağını kimse bilmiyor, yıldızlar bile...
TANITIMI ATLAMAYIN...
Selamm Yorumlarınızı bekliyorummm bir de önceki bölümleri okuduğunuzdan emin olun lütfennn
Yeraltı dünyasında yeni bir gün ve yeni bir görev. Jisung rutin işlerini çoktan halletmiş. Kucağında yatan yılanıyla mor koltuğunda önündeki zarfla bakışıyordu her zamanki gibi.
Jeremy yerinden gayet memnundu. Jisung ise çoktan düşünmeye başlamıştı. Neden mi? Çünkü önündeki zarfta bu görevi ikişerli takımlar halinde yapacakları yazıyordu.
Jisung'un bakıştığı ise Lee know'un yazılı isminden başka bir şey değildi. Yanılmıyorsa şu ana kadar bütün görevleri ikisi de yapmıştı. Bunu da birlikte yaparlarsa yine eşit olmuş olacaklardı.
Jisung bozulan morali yüzünden bacaklarını birden kendine çekti. Bu hareketiyle Jeremy kucağından yere düşmüştü.
Jisung önce panikle yılanına bir şey olup olmadığını kontrol etti sonra Jeremy'yi koluna sarıp kafasına öpücükler kondurmaya başladı.
"Çok özür dilerim aşkım, iyi misin hm?"
Yeşil yılan diliyle Jisung'un dudağına dokundu. O da kendince sahibine sevgisini gösteriyordu. Jisung Lee know'un adının yazdığı zarfı buruşturup bir kenara fırlattı ve görevlerinin yazdığı kağıdı aldı.
Ruhlar sadakat ister.
Şaşırmayacaksınız ama Jisung'un bu konu hakkında da bir fikri vardı. Büyük ihtimalle gidecekleri yer lanetli mezarlıktı.
Üstünü giyinmek için dolabının karşısına geçti. Siyah boğazlı bir kazak, altına da yine siyah, uzun, birden fazla yırtmacı olan eteğini giydi. Çizmelerini giyip asasını çizmesine sıkıştırdı. Gümüş küpelerini ve yüzüklerini de taktı. Eteğinin geniş cebine birkaç tane kiraz attıktan sonra hazırdı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Diğer tarafta ise Minho yeni uyandığı için sadece eşofmanıyla yatağında oturmuş, bu sefer görevle bakışmak yerine altında kurayla seçilmiş olduğu yazan Hanji ismiyle bakışıyordu.
"Bu bir şaka mı, eğer öyleyse hiç komik değil."
"Maalesef gerçek."
Birden yanından gelen sesle yerinden sıçradı Minho. Jisung yatağının üstünde bacak bacak üstüne atmış elinde asasıyla oturuyordu.
"Ne işin var burada?" Minho bir yandan elleriyle çıplak göğsünü gizlemeye çalışırken sordu.
"Görevin ne olduğunu biliyorum, bir an önce halledelim; bitsin diye geldim."
Açıkçası Minho, Jisung'un bacak bacak üstüne atınca eteğinin yırtmacından dolayı boydan boya açılan bacağına bakmaktan ne dediğini pek dinlememişti.
Maalesef Jisung da yiyecekmiş gibi Minho'nun çıplak sırtını incelemekle meşgul olduğu için üstündeki bakışlardan bir haberdi.
