Chan ve Seungmin haftalarca çalışıp elde ettikleri bu güzel haberi kutlamak için arkadaşlarıyla, kendi aralarında, Chan'ın evinde küçük bir parti düzenlemeye karar vermişlerdi.
Partide gerginlik çıkmaması için Chan, Minho ve Jisung'u bir güzel tembihlemişti. İkisi de küçük birer çocuk gibiydi Chan'ın gözünde.
Şimdi ise Jisung bu partiye gitmek için hazırlanıyordu. Bu sefer yanında arkadaşları yoktu ama Jeremy vardı.
Jisung yatağa dizdiği kıyafetleri kolundaki yılanına göstererek hangisini seçmesi gerektiğini tartışıyordu. Jeremy halinden pek mutlu değildi.
En sonunda siyah bir tişört, koyu kahverengi pantolon ve üstünde sarı renkli ay ve güneşler olan siyah bir gömlek giymişti.Kahverengi saçlarını azıcık spreyledi. Bu sayede ıslak bir görüntü oluşmuş, alnına doğru dökülüyordu. Çizmelerini giyip asasını içine koydu. Paçaları bol olduğu için çizmesi pantolonunun altında kalmıştı.
Kendine son bir kez aynadan bakıp hazır olduğunu düşündü. Tabii ki siyah göz kalemini ve kirazlı lipbalmını sürmeyi unutmamıştı.
Evinden çıkıp Hyunjin'lere doğru yürümeye başladı zaten çok yakındı. Bir süre sonra evin içinde dönen kaosun ortasında buluvermişti kendini. Hyunjin, Jeongin'e iyi gözükmek için bütün hünerlerini ortaya sermiş, evin altını üstüne getirmişti. Felix ise ağlamaklı şekilde bir yandan onun arkasını topluyordu bir yandan da beline fularını bağlamaya çalışıyordu.
"Hwang Hyunjin! Bu kıyafetlerinin hepsini yakacağım!"
Felix topladığı kıyafetleri saçıyla uğraşan Hyunjin'in üstüne fırlattı.
"Ya Lix! Ne yapıyorsun, saçımı bozdun işte!"
Felix sabır dilenircesine derin bir nefes alıp verdi ve Jisung'un yanına gitmek için odadan çıktı. Yaklaşık bir saat kadar Hyunjin'in hazırlanmasını beklemişlerdi.
Sonunda evden çıkabildiklerinde partiye yarım saat kalmıştı. Bu yüzden yürümek yerine Chan'ın evine ışınlanmışlardı.
Aniden salonda beliren üçlü yüzünden Seungmin çığlık atmış elini kalbine koyarak mor gözleriyle onlara bakmaya başlamıştı.
"Ne yapıyorsunuz bari kapının önüne ışınlansaydınız ya?"
Seungmin'in çığlığını duyan Minho anında salona damlamıştı. Güldüklerini görünce derin bir nefes verdi.
"Bir şey oldu sandım Min, iyisin değil mi?"
Seungmin gülerek Minho'yu onayladı. Jisung ise gözlerini Minho hariç her yerde dolaştırıyordu. Anlaşılan bugün kaçma günüydü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Poisoned For You///Minsung
Fantasy(TAMAMLANDI.) Yeraltı dünyasının en inatçı ve zeki cadısı Han Jisung, en tehlikeli ve güçlü cadısı olan Lee Minho ile girmemesi gereken bir rekabete girer. Bu rekabetin sonucunda ise ne olacağını kimse bilmiyor, yıldızlar bile... TANITIMI ATLAMAYIN...