Poisoned For You///Minsung

45.Bölüm; Güzel His

Ertesi sabah herkes aynı neşesiyle uyanmıştı. Bir kişi hariç.

Jisung sabahın köründe midesi bulandığı için kendini anında banyoya atmıştı. Hoş, bir şey yemediği için çok fazla çıkarmamıştı. Kusmaktan nefret ettiği kadar şu hayatta hiçbir şeyden nefret etmiyordu. Gözünden akan yaşı silip ağzını ve yüzünü yıkadı. Dişlerini fırçalamak bir nebze olsun iyi gelmişti.

Tekrar yatağa döndüğünde Minho hala mışıl mışıl uyuyordu. Yerine uzanıp büyük olanı izlemeye başladı. Saat daha erken olduğu için bol bol düşünmeye vakti olmuştu. Bebeği aldırmak ise aklının ucundan bile geçmemişti. Ne olursa olsun onunla birlikte olacaktı.

Geçen birkaç saatin ardından herkes uyanmış, kahvaltı hazırlıklarına girişmişti. Maria ve Yeji çaktırmadan Jisung'un bir şey yapmasına izin vermemeye çalışıyorlardı. Jisung ise halinden memnundu. Geniş koltukta Minho'nun göğsüne yaslanmış etrafı izliyordu.

Hep birlikte kahvaltılarını yaptıktan sonra tekrar salona gelip oturdular. Sıkılmaya başladıklarında Changbin konuştu.

"Bir şeyler içmeye gitmeye ne dersiniz?"

"Hayır."

"Hayır!"

"Hayır!"

Jisung, Maria ve Yeji aynı anda söylemişlerdi. Jisung kızların fazla tepkisine ithafen avucunun içini alnına vurmuştu.

"Hey, tamam sakin olun. O halde ne yapacağız?"

"Hmm tatile gitmeye ne dersiniz?"

Chan'dan gelen fikirle herkes ona doğru dönmüştü.

"Nasıl yani yeryüzüne mi?"

Chan kafasını salladı onaylarcasına.

"Aslında fena fikir değil, şu yarışma falan baya yordu beni."

Konuşan Minho'ydu. Jisung gülerek sevgilisine dirseğiyle vurdu.

"Neredeyse hiçbir şey yapmadın ki?"

Minho elini Jisung'un ağzına kapatarak kafasını iki yana salladı.

"Tch tch çok ayıp o kadar seni takip ettim."

Jisung hala gülerken herkes Chan'ın ortaya attığı fikri beğenmiş gibi gözüküyordu.

"Ben gelemeyeceğim çocuklar, malum işlerim var."

Maria konuştuğunda Yeji de onu onayladı.

"Ben de Ryujin'le vakit geçireceğim."

"O zaman ben mekanı seçip sizlere gönderirim."

Herkes onayladığında planlar çoktan yapılmıştı. Jisung esnerken Felix'le göz göze geldi. Felix gözleriyle mutfağı işaret etmişti. Jisung yutkunarak yerinden kalkıp arkadaşını takip etti.

Mutfağa girdiklerinde sarışın olan kapıyı kapatıp kollarını önünde birleştirmişti.

"Dökül."

"Ne?"

"Bana söylemediğin bir şey var. Söylemen için 3 saniye veriyorum. Şu anda konuşurken bitti süren, dökül yani."

Jisung elini ensesine atıp kaşıdı. Minho'ya söylemeden önce çok fazla kişiye söylemek istemiyordu ama Felix en yakın arkadaşlarındandı. Ona söylemek istiyordu, yine de tereddüt etmişti.

Felix Jisung'un zorlandığını gördüğünde tek elini uzatıp onun elini tuttu.

"Jisung beni korkutuyorsun, kötü bir şey mi oldu?"