25.Bölüm; Korku

6.7K 1K 908
                                    

Jeongin, kedili pijamalarıyla çöp atmaya dışarı çıkmıştı. Karanlık sokakta biraz ilerledikten sonra köşede duran çöp kutusuna vardı.

Elindeki poşeti içine atıp geri dönecekti ki birden ağzına bir el kapanarak onu duvarın diğer tarafına doğru çekti.

"Şşh benim, küçük tilkim."

Hyunjin, elini Jeongin'in ağzından çekerek fısıldadı. Bunun üzerine omzuna iyi bir yumruk yemişti.

"Ne yapıyorsun aptal, ödüm koptu!"

"Ne yapayım aşk böceğim ya, abin yüzünden anca böyle görüşebiliyoruz."

Hyunjin'in haklı olduğunu biliyordu Jeongin ama yine de yaptığı hiç iyi bir şey değildi. Kollarını göğsünde bağlayıp sol tarafına döndü.
Hyunjin trip yediğini tabii ki anlamıştı ama kendini affettirecekti. Jeongin'i kollarından tutup kendine doğru çekti.

"Ama ben seni çok özledim, sen bana o güzel yüzünü göstermeyecek misin?"

Jeongin tek gözüyle Hyunjin'e kısa bir bakış attı. Kaç gündür doğru düzgün görüşemiyorlardı. Bu tribi başka bir zamana erteleyebilirdi. Kollarını çözüp anında Hyunjin'in boynuna doladı ve sıkı sıkı sarıldı.

"Bir daha böyle bir şey yapma."

"Söz veriyorum."

Hyunjin Jeongin'in saçına küçük bir öpücük kondurup geri çekildi. Küçüğünün yüzünü izlemek şu hayatta en sevdiği şey haline gelmişti. Bakışları en sonunda çok özlediği dudaklara kaydığında öpmek için uzanmıştı ki bir el Jeongin'in dudaklarını kapattı.

Minho sihirle açtığı portaldan elini uzatmış, öpüşmelerini engellemişti. Hyunjin sinirli bir şekilde geri çekildi.

Jeongin ise Hyunjin'in bu haline gülmekle meşguldü, evde biraz azar yiyeceği kesindi ama yine de komikti.

"I.N hemen eve geliyorsun."

"Tamam, hyung."

Minho portalı kapatınca Jeongin, Hyunjin'in yanağına kısa bir öpücük kondurup evine doğru yürüdü. Hyunjin ise kendi kendine sinirli bir nefes verdi.

•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Eric küçük çocuğu hastaneye bıraktıktan iki gün sonra ziyaret etmek üzere yoldaydı. Elindeki küçük ayıcık peluşuna ve aldığı birkaç çikolataya baktı. Yüzünde bir tebessüm oluşuvermişti. Bunları ona vermek için çok heyecanlıydı.

Sonunda hastaneye gelebilmişti. Küçük çocuğun nerede olabileceğinden pek emin değildi. Adını öğrenmediği için kendini suçlu hissetmişti bir an.

Hastanede bir sürü oda vardı. En azından küçük çocukların olduğu kısım ayrıydı. Adımlarını o tarafa doğru yönlendirdi.

Renkli duvarların, çizimlerin olduğu çocuk tarafı gerçekten çok tatlıydı. Öyle ki etrafını incelemekten önüne bakamamıştı. Ayağı yerdeki bir oyuncağa takıldı ve öne doğru tökezledi. Dengesini kaybedip tam yere düşüyordu ki bir çift kol etrafına dolanarak yerle bütünleşmesini önlemişti. Rahatlayarak karşısındaki bedene bakmak için kafasını kaldırdı.

"Juyeon?"

Eric anında bir iki adım gerileyip kızaran suratıyla özürler dilemeye başlamıştı. Juyeon ise karşısındaki bu tatlı çocuğa gülümsemekle meşguldü.

"Çok özür dilerim gerçekten!"

"Sakin ol, sorun yok. Jongho'yu mu arıyorsun?"

Çocuğun ismini doktordan öğrendiği için birazcık utanmış olsa da kafasını hızla aşağı yukarı salladı Eric. Juyeon ise gülümseyerek kendisini takip etmesini söyledi.

Poisoned For You///MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin