Balodan yaklaşık bir hafta sonra Jisung, mor koltuğuna oturmuş kirazlı kekini yerken bir yandan da asasıyla önündeki iksirleri karıştırıyordu. Herhangi bir amacı yoktu, sadece sıkıldığı için oyalanıyordu.
O sırada kapının çalındığını duydu ve elindekileri sehpaya bırakıp ayağa kalktı. Kapıya doğru ilerleyip kimin geldiğini merak ederek açmıştı.
"Lee know?"
Minho Jisung'un geçmesi için kendine açtığı boşluktan içeri girip mor koltuklara kendini bıraktı. Jisung da kaşlarını çatarak yanına oturmuştu.
"Neden geldin?"
Minho gözlerini Jisung'un yüzünde gezdirdi bir süre sonra da tek elini kaldırıp yanağını okşadı.
"Seni özledim."
Jisung gözlerini devirerek alaylı bir şekilde gülmüştü.
"Daha bir hafta bile geçmedi en son görüşmemizin üstünden."
"Seni bir saat görmesem bile özlüyorum."
Minho Jisung'u kolundan tutup göğsüne doğru çekmişti. Bunun üzerine Jisung gülümsemesini tutmaya çalışarak kıpırdandı.
"Hey bıraksana!"
Minho'nun Jisung'u bırakmaya hiç niyeti yoktu. Her anlamda.
O sırada gözleri önündeki iksirlere kaydı.
"Doğru söyle Hanji, yoksa bana büyü mü yaptın?"
"Ne saçmalıyorsun? Büyücü müyüm ben?"
Minho Jisung'u altına alarak koltuğa yatırıp üstüne çıkmıştı.
"Büyücü değilsin ama büyüleyicisin."
Dudaklarını Jisung'un boynuna bastırırken fısıldamıştı. Jisung sıcak nefesle neye uğradığını şaşırdı ve Minho'yu üstünden itmeye çalıştı. Hoş, Minho bir milim bile kıpırdamamıştı. Onun yerine dişlerini zayıf deriye sürtüp geçirdi.
"Ah! Canımı acıtıyorsun."
Minho gülmüştü. Kafası Jisung'un boynuna gömülü olduğundan sesi boğuk çıkmıştı. Jisung şu an bundan bile etkilendiğine inanamıyordu gerçekten.
Minho bu sefer ısırdığı yeri yalayınca Jisung resmen titremişti. İçinden sessizce küfür etti. Ne zamandan beri bu kadar kolay manipüle edilir olmuştu ki?
Minho kollarında titreyen bedene bakmak için kafasını kaldırdı. Jisung'la göz göze geldiklerinde küçük olan yutkundu. Minho'nun koyulaşmış gözlerindeki isteği görmüştü.
"Siktir."
Bu sefer sesli bir şekilde küfrederek pozisyonlarını değiştirdi. Artık Minho'nun kucağına oturuyordu. Aniden dudaklarına yapıştığında çoktan kendini teslim ettiğini biliyordu.
⚠️⚠️⚠️⚠️(M)⚠️⚠️⚠️⚠️
Minho ellerini Jisung'un kalçalarına koyup sertçe sıktı. Böylelikle küçük olandan ağzının içine doğru bir inleme kazanmıştı. Dudaklarının aralanmasından faydalanarak dillerini buluşturdu. Şapırtı sesleri her yerde yankılanırken tek elini Jisung'un şortunun içine sokmuştu bile. Jisung ise elini Minho'nun siyah gömleğinin düğmelerine indirmiş, tek tek açmaya başlamıştı.
Jisung nefes almak için kafasını çevirdiğinde Minho anında boynuna gömülmüş, ince deriyi yalayıp emmeye başlamıştı. Sonunda gömleğin düğmeleri bittiğinde Jisung onu yerle buluşturdu. Minho da Jisung'un tişörtünün eteklerinden tutup bir çırpıda çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Poisoned For You///Minsung
Fantasy(TAMAMLANDI.) Yeraltı dünyasının en inatçı ve zeki cadısı Han Jisung, en tehlikeli ve güçlü cadısı olan Lee Minho ile girmemesi gereken bir rekabete girer. Bu rekabetin sonucunda ise ne olacağını kimse bilmiyor, yıldızlar bile... TANITIMI ATLAMAYIN...