- Bölüm 20 -

47 7 0
                                    

Her şey bittiği dediğimiz anda yeniden başlar hayat. Ben de tam bu noktadaydım. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı, olamazdı. Ben eski ben olamazdım. Çünkü eski Yağmur bunlara dayanamazdı. Eski Yağmur kendine daha fazla bakamayacak haldeydi.

2 gün önce

" Bunlar gerçek olamaz dimi Tolga?" dedim çaresizce. " Kabus görüyorum ve hemen uyanmak istiyorum."

O mektubu okuduktan sonra bir süre kendimize gelemediğimiz kesindi. Bana gizliden mesaj atan kişi kimdi? Bizi nereden tanıyordu? Ne biliyordu?

" Tolga... Annem, babam. Öl-müş olamazlar değil mi?"

Soruma cevap gelmiyordu. Tolga başını öne eğmiş öylece duruyordu.

Mektubu çantama koyarak hızlıca evden çıktım. Hiç arkama bakmadan koştum. İçimdeki o siniri, üzüntüyü atmam gerekliydi.

Bunlar çok ağırdı. Bu yaşananlar bana çok fazla geliyordu. Dayanacak gücüm kalmamıştı.

Yağmurdan Tolgaya 1 yeni mesaj ' Özür dilerim.

Sahildeki banka gelmiştim. O kadar fazla ağlamıştımki başımın ağrısı katlanılmaz olmuştu.

Hayat güzeldi ama benim hayatım güzel değildi. Ben mutluluğu hak etmiyordum. Annemi babamı koruyamadım. Ve artık yaşamak için bir amacım yoktu. Zaten çoktan ruhum ölmüştü.

Çantamda eskiden kullandığım antidepresan ilaçlarını çıkardım. Doktordan izinsiz kullanılması tehlikeliydi, zararlıydı ama zaten benim istediğim de buydu.

Efenin anlatımıyla

Yağmur bana emanetti. Baran gitmişti ve ona söz vermiştim. Onu hep koruyacaktım.

Nasıl olduğunu merak ettiğim için evine gelmiştim. Oysa kapıyı açan kişi Tolgaydı. Ama sanki evden cenaze çıkmıştı. Yıkıktı.
Ne olduğunu sorduğumda hiçbir şey demedi. Yağmuru sorduğumda da tek dediği şey ' dışarı da, yani sanırım ' dı.

Endişenlenmem gerektiğini hissettim. Telefonumu çıkarıp Yağmuru aradım ama ulaşılamıyordu. Ve bu beni korkutuyordu.

Ne yapacağımı bilemedim. Düşündüm, nereye gidebilirdi ki? En çok sevdiği yer deniz kenarlarıydı. Bu yüzden şansımı öyle denemek istedim. Oraya doğru yürüdüm. Etraf çok ıssızdı. Burada olduğuna dair inancımı kaybederken birini gördüm.

Bankta oturan, ağlayan, elinde ilaç olan, birsürü ilaç olan Yağmur muydu ? Yanlış görüyor olmalıydım. İntihar mı edecekti, ne yapmak istiyordu? Delirmiş olmalıydı!

Hızlıca koştum, ona seslendim. Birden korktu ve çok şükür elindeki ilaçları yere düşürdü.

Kafasını bana doğru çevirdiğinde beni gördüğüne sevinmediği belliydi.

" SEN NE YAPIYORSUN YAĞMUR? DELİRDİN Mİ? CANINA MI KIYACAKTIN?" dedim bağırarak. Kızmıştım, çok kızmıştım.

İlaç kutusunu elinden alıp denize attım. Sertçe oturduğu banktan kalktı.

" EVET " diye çığlık attı. " TAM DA ÖYLE YAPACAKTIM. EVET ÖLMEK İSTİYORUM. ÇÜNKÜ BU HAYAT BANA GÖRE DEĞİL. BEN DE İNSANIM EFE. BENİMDE DUYGULARIM VAR. HER SORUNU AŞMAK ZORUNDA DEĞİLİM. DÜŞEBİLİRİM, EVET KALKABİLİRİM DE AMA BU SEFER KALKMAK İSTEMİYORUM. BU SEFER YENİLMEK İSTİYORUM! BEN YAŞAMAKTAN YORULDUM. BU YAŞAM DEĞİL ÇÜNKÜ BU BİR EZİYET. "

Karanlık Gecenin Aydınlık SabahıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin