' Kumlara yazıIan sözcükIer kadar kısacıktı ümidim.
Ve anIadım ki, ben bazı şeyleri iIk daIgada yitirmiştim. 'Çok zordu. Dayanmaya çalışmak, nefes almak çok zordu. Enesin bağırışları kulağımdaydı hala. Belki de bana tek değer veren kişi o kalmıştı. Ya da o mecburiyettendi bilmiyorum.
" Dayan, şimdi açıyorum kapıyı Elçin! " dedi hem korku ve hem de heyecan dolu sesi ile. Oysa ki ben susmayı tercih ettim. Çünkü ciğerlerim yeterince dumanla dolmuştu.
Gerçekten dediğini yapmıştı, kapıyı açmıştı. Kafamı kaldırıp ona bakamamıştım bile o kadar kötü haldeydim. Sonra yüzümde ellerini hissettim.
" İyi olacaksın." dedi. Sonra da beni dışarıya doğru tek başına taşıdı. Bu kadar dayandığım için bile kendimi tebrik edebilirdim.
Hala insanların sesleri, bağırışları devam ediyordu. Bense tüm enerjimi kaybetmiştim. Sanki hiçbir yerim tutmuyordu.
" Enes " dedim kaldırımdayken, zor çıkan sesimle. Tekrardan yüzüme getirdi ellerini, saçlarımı geriye itti.
" Efendim, söyle ama yorma kendini tamam mı? Ambulans şimdi geliyor." dedi endişeyle.
Gözlerine baktım. O an, şimdi ölsem ona gerçekten duygularımı söyleyememiş olarak ölebileceğimi düşündüm. Ve bu daha büyük bir acı olacaktı. İçimde kalmamalıydı. Çünkü kendime bile itiraf edemiyordum.
" Eğer gözlerimi kapattığım da bir daha açamazsam..."
Sözümü kesti. Parmağını dudağıma getirerek yavaşça konuştu.
" Şş, böyle konuşmayı yasaklıyorum sana." dedi.
Gülümsedim.
" Eğer ki olursa, şunu bil ki ; sana o gün sarıldığımda uzun zaman sonra böyle huzurlu hissetmiştim. " dedim.
Gözlerinin dolduğunu gördüm. Ve sonra zar zor açık tuttuğum gözlerimi kapattım.
.
.
.19.
Gözlerimi açtığımda bir an nerede olduğumu idrak edemedim. Sanki günlerdir uyuyordum. Oradan, o kargaşadan kurtulmuş olmak bir mucize gibiydi. Bu mucize de Enes sayesindeydi. Yine hayatımda yer etmeyi başarmıştı.
" Enes " dedim halsizce. Hastanede, o da yatağın yanında ki koltukta uzanmıştı. Sesimi duyunca birden uyandı. Yanıma geldi. Elimi tuttu.
Bunu yaptığım için kızacaktım kendime ama elimi kendime doğru çekip bir şey olmamış gibi davrandım.
" Kurtardın beni yine. " dedim hafif gülümseyerek. Onun gözleri ise çektiğim ellerime kaydı ama tepki vermedi.
" Söz vermiştim." diye cevap verdi.
O sırada doktor içeri girdiğin de yüzümü oraya doğru çevirdim.
" Güçlü kızımız uyanmış bakıyorum da " dedi adam enerjisi ile. Halim olmadığından mimiklerim ile yanıt verdim.
" Kim yapmış ? Yangın neden çıkmış ? Kim kilitlemiş beni oraya?" diye sordum bu sefer de Enese bakarak. Sonra doktor sözümü kesti.
" Kendini yorma. Çok zor bir şey atlattın. " dedi. Kafa salladım. Sonra akşama doğru, serum bitince çıkabileceğimizi söyledi. Oda da yine Enes ile ikimiz kalınca sorularıma geri döndüm.
" Yangın, sigara izmaritinin tam söndürülmeden tehlikeli maddelerin olduğu yere atıldığı için çıkmış. " dedi.
" Kilitleyen kişi? " diye sordum tekrar. Önce duraksadı.
" Kullanılmıyor zannetmiş görevli, kilitlemiş." dedi.
Biraz zaman geçtikten sonra kantine gideceğini söyleyip kapıya yöneldi.
" Enes " diye seslendim. " Teşekkür ederim. "
Hiçbir şey söylemeden kapıdan çıktı.
Hayatımda hiç bu kadar ikilem de kaldığımı hatırlamıyordum. Ama bazı şeyler olmayınca olmuyor işte. İstesek de olmuyor. Alışmak gerekiyor duruma.
Öylece etrafı seyrederken o an her şeyin daha farklı olabileceğini düşündüm. Enesi bambaşka bir yerde, bambaşka bir şekilde tanısam acaba bu sefer de yine her şey imkansız mı olurdu ?
Kapı açıldı. Eda ve Erenle buluştu gözlerim. Sanırım dün akşam da gelmişlerdi ama ben uyuduğum için görmemiştim. Eda direk gelip yanıma oturdu. Ağlamaya başladı.
" Niye ağlıyorsun ? İyiyim ben " dedim ellerini tutarak.
" Benim yüzümden " diye cevap verdi. Kendini gereksiz yere suçluyordu işte. Daha sonra Erene baktım.
" Çok korktuk. İyisin dimi?" diye sordu. Kafa salladım.
Kapıdan bu sefer de Enes, elinde kahveler ile girdi. Gözlerimi ondan kaçırdım.
" Elçin, böyle olmuyor. Aklım hep sende. Tek başına kalıyorsun. Ben yokum, Eren yok." dedi Eda.
Düşündüm ki ben hep tek başımayım zaten. Herkes bir yere kadar benimle.
" Enes var tek değilim." diye cevap verdim. Sonra Enesin tepkisini merak ettiğim için çaktırmadan ona baktım. Yüzünde ufak bir tebessüm oluştu. Sonra gözleri benimle buluşunca kendine geldi.
Eda sanki bu söylediğimden pek memnun olmamıştı.
" Eren, bu kadar mı bozuk aramız? Ağzını bıçak açmıyor." dedim bir anda.
" Dalgınım bu ara. Senlik bir durum yok." diye cevap verdi düzce. Ortam da sıfır enerji vardı.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Gecenin Aydınlık Sabahı
Ficção AdolescenteHayatın içinde sona geldik dediğimiz anlar vardır. O andan sonra yeni bir dünyaya başladığımız an. İşte o iki dünyanın birleşimi. Yaşamayı hayal ettiğimiz dünya ve hayallerin hayata yansıdığı bir dünya. Düşlerde olan her şey düşte mi kalmalıydı ? A...