Şu an yaptıklarımdan belki ileride pişman olacaktım. Belki her şey daha kötü olacaktı ama vazgeçemezdim. İçimdeki ses bana devam et diyordu.
Enes çıkmadan biraz önce kendim evden yürüyüşe gidiyorum diye ayrılmıştım. Çünkü Enes ten sonra çıkarsam fark edebilirlerdi. Bu yüzden yolda ağacın arkasında onun evden çıkmasını bekledim.
İşte, başlıyoruz.
Kapının açıldığını gördüm. Sonra da onun arabaya binişini. Tek yolum vardı. Gelen taksiye binmek.
Elçin bunu yapmak zorundasın. Binmelisin. Bu korkunu yenmelisin. Çünkü sen şu an tek başınasın.
Hızlı olmam gerektiği için hemen gelen taksiye adımı attım. Akşamleyin zaten fazla taksi geçmiyordu kaybedecek zamanım yoktu.
" Abi, şu öndeki arabayı takip edelim. "
Yaşlı, beyaz saçlı adam kafasını salladı ve Enesin arabasını takip etmeye başladık.
Olaya konsantre olduğum için şu an arabada olduğumu bile unutmak üzereydim. Yani kendimi böyle kandırıyordum.
On dakika kadar geçmişti. Hala gidiyorduk. Evet arada nefesimi düzgünce alamasam da düşünmemeye çalıştım. Önüme baktım sonra aklıma cüzdanımı evde unuttuğum geldi. Bir bu eksikti. Neden hep bir sorun çıkmak zorundaydı?
" Şey, ben cüzdanımı unutmuşum. İneyim direk burada olmaz mı?" diye sordum adama çekinerek.
Adam durdu. Bana baktı. Düşünceli gibiydi.
" Belli ki önemli bir olay. Benden olsun bu sefer kızım." dedi.
Hayatta böyle insanlarında olması yüzümü gülümsetmişti.
" Çok çok çok sağolun. " dedim.
Enes bir parkın orada durmuştu. Biraz gerisinde de ben inmiştim. Hava serinlemişti. Biraz üşümüştüm ama yapacak bir şeyim yoktu. Dayanacaktım.
Kilolu, orta boylu, ciddi bir adam vardı onu yani Enesi bekleyen. Oraya doğru gidiyordu. Ben ise ağaçların arkasından onları izliyordum.
Sesleri maalesef duyulmuyordu. Ne konuşuyorlar bilmiyordum. Ama elbet bir şey öğrenecektim.
Telefonuma gelen mesajdan dolayı ufak bir ses çıkmıştı. Duymamış olmalarını diliyordum.
O an, şu an gördüğüm şey içimin gitmesine sebep olmuştu. Gözlerimin önünde o adam Enese sertçe vurmuştu. Enesin tek yaptığı ise gözlerini kapatıp öylece durmaktı. Biliyordum çok sinirliydi ama demek ki kendini tutuyordu.
Hızlı adımlar ile adam oradan ayrıldı. Görmemesi için yine geri çekildim. Ve sonra tekrar Enese baktım. Eliyle banka sertçe vurdu. Sinirini görebiliyordum.
Git Elçin yanına.
Hayır, gitme. Takip ettiğini anlar.
Konu bu değil, şu an onun yardıma ihtiyacı var. Git.
Git, gitme, git, gitme. Aklım bana oyun oynuyordu.
Ama ayaklarım o tarafa doğru gitme kararı almıştı. Ben de durdurmamıştım. Ona gittim, Enese.
Arkasına baktı. Beni gördü. Ve anlamsız bakışlarla gözlerini kısarak baktı." Sen niye buradasın?" dedi sakince. Elini tutuyordu. Çünkü fazlaca kanamıştı.
" Elin, kanıyor." dedim. Çantamdan hemen peçete çıkardım. Yanına, banka oturdum.Beni izliyordu. Elini tutup peçete ile kanı temizleyecektim ki kendini geri çekti.
" Git, Elçin. " dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Gecenin Aydınlık Sabahı
Teen FictionHayatın içinde sona geldik dediğimiz anlar vardır. O andan sonra yeni bir dünyaya başladığımız an. İşte o iki dünyanın birleşimi. Yaşamayı hayal ettiğimiz dünya ve hayallerin hayata yansıdığı bir dünya. Düşlerde olan her şey düşte mi kalmalıydı ? A...