Bölüm 48

75 2 0
                                    

Bölüm şarkıları ;

Dedublüman- Belki
Emre Aydın & Çağan Şengül - Beni Anla
Sezen Aksu - Tükeneceğiz
Mavi Gri - Ben Sende Yandım
Sufle - İçinde Aşk Var
Çağan Şengül - Kırlangıç

***

Bir yer de okumuştum :
" İki insan birbirini gerçekten severse; araya ne kadar zaman girerse girsin, kimlerle neler yaşarsalar yaşasınlar, elbet bir gün yeniden karşılaşırlar. Ya birbirlerini affederler, çok sevdiklerinden; ya da asla affedemezler, yine çok sevdiklerinden. "

~

Unutmak kolay mıydı ? Hayatta tutuğunduğun tek dalı unutabilir miydin ? Ya da söylesene nasıl unutulur ? Yaşadığım her şey gözlerimin önünden şerit halinde geçiyordu.
Gelecek, dedim. Buna inandırdım kendimi. Her sabah, o bugün gelebilir dedim kendime. Onun sevdiği yemekleri yapardım hep. Kendimi öyle çok kandırırdım ki bazen bu patlak verirdi. Bazen kapı çalardı ben onun geldiğini düşünerek yüzümü gülümsetirdim. Kendimi onun hala yanımızda olduğuna inandırırdım. Sonra gerçekler birbir yüzüme çarpmaya başladı. Sarsıldım, duraksadım ama düşmedim. Hayır, dedim. Hayır, Elçin. Bir daha olmaz, dedim. Kendimi hep dik durmaya zorunlu tuttum. Yalandan bir gülümseme, yalandan bir mutluluk. İçimdeki duyguları dışarıya yansıtmamaya yemin etmiştim. Öğrendim, öğrendim ki hiçbir duygu içeride sonsuza kadar kalamazmış. Onu o zaman dışarı çıkarmazsan, bir balon gibi büyür ve en sonunda patlarmış.
Bazen kendimde değişiklikler yaparak, kendimi değiştirerek yenilendiğimi düşünmeye çalışırdım. Tarzımı değiştirirdim, saçlarımı keserdim. O zamanki Elçin'in şu an da olmaması için çabalardım.
İçimdeki öfke büyürdü. İçimdeki kırgınlık büyürdü. Ben, bu duygularımın içinde yok olduğumu hissediyordum. Duygularım beni ele geçirmiş gibiydi sanki. Ben Elçin gibi davranmıyordum. Ben olmadığım biri gibi davranıyordum. Dışarıdan hayatına hiçbir şey olmadan devam eden biri gibi gözükürken içeride ele geçirilmiş bir kalp vardı.

~

Soyadı : Akyüz
Adı : Ceyhun
Ve fotoğraf kısmında Enes'in fotoğrafı.

Telefon konuşmasını bitirmesinin ardından yüzünü bana doğru döndü. Döndü ve elimdeki kimlikle göz göze geldi. Bana tedirgin bir şekilde baktı. Ben ise hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi baktım. " Düşürmüşsün kimliğini. " dedim. İsim kısmı değilde diğer tarafı dönük bir şekilde ona uzattım. Tepki vermediğim için görmediğimi düşünüyordu. Ama görmüştüm. Gördüğümü söylediğimde, neler olduğunu sorduğumda, cevap vermeyeceğine emindim. Hatta beni susturmak için elinden geleni yapardı. Bu yüzden onun haberi olmadan öğrenmek en iyisiydi. Bunu başaracaktım. Ne sakladığını, neler olduğunu öğrenecektim.Bilinmeyen,gün yüzüne çıkmayan gerçekler vardı.Ve ben bu yolda bunları açığa çıkarmadan devam edemezdim. Duygularımın mantığımdan önce geldiği yıllar benim için hayal kırıklığı olarak kalmasının ardından yapacaklarımı mantık süzgecinden geçirip yapmaya başlıyordum.
" Hadi bu kadar saçmalık yeterli. Gidiyorum ben. " diyerek evin yolunu tuttum. Bugün kendi evime gitmek istiyordum. Öncesinde Can'ı okula bırakacaktım. Ardından eve geçip hazırlandıktan sonra Kübra bulmaya gidecektim.
* Plan başlasın!
Evin önüne geldiğimde kapıda onun da gelmesini bekledim. Çünkü anahtarım yoktu. Etrafı bir de aydınlıkta inceledim. Ev de uzun süredir yaşanmadığı belliydi. Bahçedeki eşyaların üstü örtülüydü. " İncelemen bittiyse eve girebilirsin. " birden konuşması irkildim.
" Gelmeni bekliyordum eve girebilmek için. Keyfimden değil yani. " diyerek gözlerimi devirdim. İçeri girdiğim gibi Can'ın odasına gittim. Hala mışıl mışıl uyuyordu. Alnından öperek onu uyandırdım. " Bir tanem, okul vakti. " her sabah olduğu gibi bu sabahta hızlı bir şekilde uyanmıştı. " Bugün eve gidiyor muyuz ? " gözlerini açtığı gibi bu soruyu sormasına şaşırmamıştım. Huzursuzdu. Ve bu beni üzüyordu. " Gideceğiz. Ama öncelikle sen okula gidiyorsun. Haydi. " diyerek ellerinden tutup onu yataktan kaldırdım. Elini yüzünü yıkadıktan sonra yanıma geldi. " Hadi eve gidelim. " dedi. Yine aynı şeyleri söylemeye başladı. " Can, okula gideceksin. " dedim derin nefes alarak. " Elçin abla, pijama ile mi okula gideceğim ? " kafam o kadar doluydu ki kıyafetlerimizin yanımızda olmadığını unutmuştum. " Ee git tabi pijama ile. Ne olacak ? " dedim ciddiyetimi bozmadan.
" Yoksa yeni tanıştığın kız öyle beğenmez mi seni ? " bu sefer gülmüştüm. Bakışlarını üzerime dikti. " Tamam tamam şaka yapıyorum. " diyerek onu gıdıklamaya başladım. Kapıdaki gölgeyi görünce durdum. Can'a belli etmedim.
" Geç kalacağız, hadi gidelim. " elinden tutarak odadan çıkarken Enes de bu tarafa yeni geliyormuş gibi davrandı, yürümesini durdurdu. " Nereye gidiyorsunuz ? " konuşmaya başlamasının ardından Can elimi bırakıp kapıya doğru koştu. Enes'in yüzünün düştüğünü görebiliyordum. " Can okula gidecek. Kıyafatler, her şey ev de. " diye cevap verdim ona.
" Kahvaltı yapsaydınız..." bakışlarımla cevap verince cümlesini devam ettirmedi.

Karanlık Gecenin Aydınlık SabahıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin