Doğru mu yapıyordum ? Yanlış mı ? Kardeşim dediğim insanlar düşünmenin nesi yanlıştı ? Sonradan olacak şeylerden haberim yoktu belkide ama yine de onları, bırakamazdım.
Aklıma Erenin söyledikleri geliyordu. Onları böyle düşünerek, bunaltıyor muydum yani? Tek istediğim şey büyük yanlışlar yapmamalarıydı.
Kendimi hazır hissediyordum. Artık benim hayatım başlıyordu. Ben bu karmaşıklar içinde yaşamayı istemiyordum. Ve mutluluğumuz için bunları yapmak zorundaydım.
Üstümdeki bu kıyafetler klüpteki insanların giydiklerine göre biraz fazla klasikti ama bu umrumda olmadı. Oraya neler olduğunu öğrenmeye gidiyordum.
Öncelikle evden çok uzaklaşmadığım için bahçeye gidip sessizce bisikletimi aldım. Sizler de biliyorsunuz ki arabalara yalnız binemiyordum. Sonra yoluma devam ettim.
Öğreneceğim şeyler, yaşayacağım şeyler bundan sonra daha da kötüye gidecekti belki de. Belki de hayatım boyunca bu yaptıklarım beni yalnız yapacaktı. Ama sırf yalnız kalacağım diye kendi kurallarımı yıkamazdım.
O hiç sevmediğim mekanın önüne gelmiştim. Kendimi iyi hissetmem için motive ediyordum sonra da yavaşça içeriye adımımı attım.
Etraf yine çok kalabalıktı. Bazıları dans ediyor, bazıları içeceklerinden yudum alıyordu. Bazısı ise ortalıkta boş boş dolaşıyordu. Bu gereksiz kalabalık canımı sıkmıştı.
Erenin odasına doğru gitmeyi tercih ettim. Oranın boş olup olmadığından emin değildim ama biri çıkana kadar biraz bekleyecektim. Koridorun sonunda ki duvarın arkasında durdum. Elime o her anımda yanımda olan fotoğrafı aldım. Anneme, babama sarıldım. Güç aldım onlardan.
Ben onlarla konuşurken birden bağırışmalar duydum. Hem de bu ses o odadan geliyordu.
" SEN BİZİ NASIL BİR OYUNUN İÇİNE SOKTUN LAN ? " diyordu birisi. Sesi bir yerden tanıdıktı sanki ama tam çıkaramadım.
Ardından hemen o odaya başka birinin girdiğini gördüm.
" Sakin olun abi, ne yapıyorsunuz birbirinize! " dediğini duydum.İyiki odaya girmeden önce beklemiştim...
Konuşamalar artık net duyulmuyordu. İçim içimi yiyordu ki kapı yine açıldı. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki şimdi düşüp bayılabilirdim.
İçeriden çıkan, o kavga eden, bağırışan iki kişiyi görünce, afalladım. Eren de Enes de ikisinin çok yakın arkadaş olduklarını söylemişlerdi bana. Oysa belli ki bu da yalandı. Orada olan kişiler onlardı. Birbirlerine bağırışlarını duyan da bendim. Ve hallerinden belliydi ki sadece söz ile kavga etmemişlerdi... Peki bu nasıl arkadaşlık? Buna inanmamı beklemiyorsunuz herhalde.
Arkamda, omzumda bir el hissettim. O an içimden bu sefer başıma bela almamış olayım diye dua ediyordum. Stresten dudaklarımı ısırıyordum.
" Yardım ister misin? " dedi o kişi kulağıma doğru.
Yüzümü ona çevirdiğimde uzun boylu olduğunu fark ettim. Sarı dağınık saçları ve mavi gözleri vardı. Rahat birine benziyordu.
" Ne konuda yardım? " diye sordum.
Gözleri o tarafa doğru kaydı. Ereni kastettiğini anladım.
" İstemem." dedim ve yanından uzaklaşmaya karar verdim. Ama sonra düşündüm. Bir ufak yardım alırsam her şey daha kolay ilerlerdi. İnat etmemem lazımdı.
Tekrardan ona doğru gidip ;
" Eren ve Enes? Yakınlar mı ? " diye sordum.
Anlamsız bir şekilde güldü.
" Onlara hiç bulaşma derim. Ayrıca ne yakınlığı? Seni baya bir kandırmışlar " dedi.
Gerçekten beni baya bir kandırmışlardı. Ama o bulaşma dediği kişilerden biri benim arkadaşımdı. Erendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Gecenin Aydınlık Sabahı
أدب المراهقينHayatın içinde sona geldik dediğimiz anlar vardır. O andan sonra yeni bir dünyaya başladığımız an. İşte o iki dünyanın birleşimi. Yaşamayı hayal ettiğimiz dünya ve hayallerin hayata yansıdığı bir dünya. Düşlerde olan her şey düşte mi kalmalıydı ? A...