4|Kalbin Sızısı

38.1K 1.8K 182
                                    

Merhabalaar

bölüme geçmeden önce yıldızı parlatmayı ve bool bol yorum yapmayı unutmayın.

önceki bölüme hiç yorum gelmemiş bu beni çok üzüyor 🥺


*

**

Acı çekmek; bayılana kadar dayak yemek değildi, ayaktaki cam kesiğine eczanede dikiş attırmak değildi...

Asıl acı; kalbi baştan aşağı sancılara boğan, insana sırrını kimselere anlattırmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi...

Pars ve beni kovan patronuma şaşkın bakışlar atmaya devam ederken Pars muzdarip bir şekilde sütünü içiyor babasına bakışlar atıyordu.

Evet,Pars Pamir Bey'in oğlu çıkmıştı...

"Baban burada mı çalışıyor?" Diye sordum şaşkınlıka.

"Babam buranın patronu. Babam öyle söyler. Ben büyüyünce burası benim olacakmış." Pars elimi bırakıp kapıyı açarak içeriye geçtiğinde yerimde öylece kalakaldım.

Daha sonra Pars'ın bana seslendiğini işitirken merak ve şaşkınlık ile onun peşine takıldım.

"Kerem abi, Kerem abi!" Pars kasada oturan Kerem'e koşarken ben birkaç adım arkalarında kaldım.

"Küçük bey? Şura?" Kerem balık gibi belerttiği gözleriyle bize bakarken hafif bir tebessüm edip el salladım.

"Babam burda mı Kerem abi ben onu görmeye geldim." Kerem ve Pars konuşurken omzumda olan çantamı düzelttim ve arkamı dönerek çıkışa doğru yöneldim.

Girdiğim kapıdan geri çıkarken yerimde birkaç saniye öylece durup ne yapacağımı düşündüm.

Ne yapacaktım sahi ben?

Bulduğum işten yok yere kovulmuş benden yaşta büyük birinin saldırısına uğramış canımı zor kurtarmıştım.

Belkide katil olmuştum? O herif orada ölmüştü belkide...

Yine yüzlerce sorun vardı zihnimde... Hiçbirini toparlayamıyordum. Neyi nereye koyacağım bilmiyordum.

İnsanlarla uğraşmaktan, onlara kendimi anlatmaktan yorulmuştum benim için en zor şeydi; artık beni anlamayan, anlamak istemeyen insanlara kendini anlatmak istemem,çabalamam...

"Şura." Omzumda bir el hissederken yerimde sıçradım. Arkamı döndüm ve Kerem'e baktım.

"Efendim?" Dedim tekdüze bir sesle. Ne istiyordu?

"Pamir Bey seni çağırıyor." Bu sefer şaşırma sırası bana geçerken bunu Kerem'e belli etmemeye çalıştım. Neden beni çağırıyordu ki? Bu sefer ne ile suçlayacaklardı beni.

Başımı hafifçe iki yana salladım.

"Ben gidiyorum Kerem gelemem." Kerem ensesini kaşıyarak bana baktığında bir şeyler söyleyeceğini hissederek yerimde durmaya devam ettim.

"Pamir Bey dedi ki ; 'Yerinde olmasa bile git ara bul ve getir.' Böyle söyledi eğer gelmezsen bana fırça çeker. Benim için beş dakikada olsa yanına uğrar mısın lütfen?" Kerem kedi bakışları atarken yanaklarımı şişirdim.

KÖYLÜ GÜZELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin