Merhabalaar efeniimm,
size yeni ve ekşınlı bir bölümle geldim
lütfenn yıldızı parlatmayı ve yorum yapmayı unutmayınız
keyifli okumalar 🫀
***Hayat bana yeni kapılar aralarken ben pekte umutlu değildim hayata karşı.
Hayat benim için dirensede sanırım ben onun için direnecek kadar güçlü ve azimli değildim.
Benim,hayatı sevecek kadar neşem yoktu, önemli bir şeyim. Önem verdiğim bir şeyim... Yoktu.
Hayat bu zamana kadar bahşetmemişti bana. Bende pek önemsemiyordum o yüzden.
Yattığım yataktan bıkkınlıkla doğrulurken ayaklanarak yataktan kalktım ve odadan çıkararak mutfağa geçtim.
Evde tektim,Pamir Bey işte,Pars okuldaydı. Hizmetliler ise bugün yoktu.
Evde tek başımaydım. Yaklaşık bir saat önce iki çeşit yemek yapmış ocağın üstüne bırakmıştım sonra tek olmamanın rahatlığı ile uzunca bir duş almış kişisel ihtiyaçlarımı halletmiştim.
Kendime zift gibi bir kahve yapıp fincana doldurdum ve oturma odasına geçerek televizyonu açtım. Uzun zamandır izlemeniştim. Dünyada olanlardan bir haberdim.
Televizyon açılırken kanalları tek tek gezindim. İç karartıcı haberlerle daha çok boğulurken iç çekerek bir çocuk kanalında durdum. En iyisi çizgi film izlemekti. Haberlerden daha eğlenceliydi.
Trt çocukta dururken rahatça arkama yaslandım.
Kahvemden bir yudum alırken acı tadın damağımı yıkıp geçmesine izin verdim.
Normalde kahveyi sütsüz ve şekersiz içemeyen ben sanırım alışılmışlıklarımın dışına çıkıyordum.
Bu iyi bir şey miydi yoksa kötü mü bilmiyordum. Sadece şu anlık...
Zira zaman,iyi mi yoksa kötü mü olduğunu gösterecekti.
***
Güneş yine yerini aya bırakırken Pars ve Pamir Bey eve gelmiş sofralar kurulmuş ve yemekler yenmişti.
Pars babasıyla birlikte öğretmeninin ona verdiği boyama ve yapıştırma ödevini yapıyordu. Bende öylece oturmuş onları izliyordum.
Pamir Bey,oğlunun yanında başka bir adam oluyordu. O gün içinde takındığı sert ve otoriter maskesini bir köşeye bırakıyor ve yumuşak bakışlı gülen bir adam ortaya çıkıyordu.
Bu nedense bana biraz garip geliyordu. Yani gün içinde onu sert görürken akşam bir anda yumuşaması ve bunu benim yanımda da yapması...
Garip geliyordu, belkide sadece Pars'a belli etmemek için öyle yapıyordu tam olarak emin değildim şahsen.
"Şura abla,sen mavi mi seversin yoksa kırmızı mı?" Pars'ın sesini işitirken düşüncelerimi rafa kaldırdım. Başını kaldırmış merakla gözlerime bakıyordu.
"Ben mavi rengini daha çok severim." Diye cevapladım sorusunu. Boyaları arasından mavi rengini alıp boyamasına devam ettiğinde gülümsemeden edemedim.
Küçük bir çocuğun verdiği huzuru sanırım bana hiçbir ân vermiyordu.
Pamir Bey'in telefonu bir anda çalmaya başlarken gözleri kısa bir ânlığına gözlerime değmiş öylece telefonu açmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖYLÜ GÜZELİ
ChickLit"Küçüğüm..." Dedi parmaklarını yanağımda gezdirirken. Sesindeki şefkat öyle yoğundu ki bir an eridiğimi hissettim. "Seni hep koruyacağım, ruhunda yeni yaralar açılmasına izin vermeyeceğim." Harelerimi kaldırıp buruk bir tebessümle yüzüne baktım. "Se...