21|Kriz

24.6K 1.2K 161
                                    

Selaamlar ballı lokumlarım,

umarım iyisinizdir

ay valla ben birazıcık yorgun ve hastayım

100K olmuşuz nice yüzbinlere inşallah 

Bölümde sövmek serbest

İyi okumalar <3

İyi okumalar <3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Sessizliğin içinde karanlık bir odanın kuytu bir köşesinde tek başıma kalmıştım.

Kafamdan binlerce görüntü geçmişti,kulağıma fısıltılar ve uğultular değmişti...

Çok yorgun bir ruhum vardı. Herkese iyi gelmeye çalışırken yormuşum onu. Herkesi kendimde dinlendirmiş kendimi es geçmiştim. Benliğimi unutmuş hatırlanmaya değer görmemiştim.

Sonrası malumdu zaten gitmişler ve ben bir başıma kalmıştım. Yalnız gezmiş, yalnız müzik dinlemiş, yalnız yağmuru izlemiş, yalnız yaşamıştım her şeyi.

Bir de kaybetmişim. Herkesi, her insanı kaybetmişim ama kendimi bulmuştum. Asıl ihtiyacım olanı, beni anlayan tek kişiyi "kendimi" bulmuştum.

Bedenimi saran utanç dalgasıyla koşar adımlarla odadan çıktığımda boynumdan yanaklarıma kadar yoğun bir ateş yükselmişti.

"Allah'ım ben ne yaptım." Ellerimi yanaklarıma bastırırken aşağıya indim. Resmen öpmüştüm. Öpmüştüm!

"Ne oldu kız?" Eylül yumurtadan çıkan civciv gibi önüme atılırken yerimde sıçrayarak ona baktım.

"H-hiç hiçbir şey." Dediğimde gözlerini kısarak dikkatle yüzüme bakmaya başladı.

"Domates gibi kıpkırmızı olmuşsun, ne yaptınız yukarıda?" Bir ajan edâsıyla konuşurken yutkundum. Bu kız bu kadar detaycı olmaz zorunda mıydı? Gözünden hiçbir şey kaçmıyordu.

"Bir şey yok Eylül... E-ee Pamir benim için telefon almışta onu verdi. Bende mahçup oldum ondan utandım." Dedim küçük, pembe bir yalan söyleyerek.

"Yaa öyle mi gel gidip biraz karıştıralım telefonu. Bakalım neler varmış." Eylül koluma girerek beni peşinden sürüklediğinde itiraz etmeden peşinden ilerledim.

Neyse ki çok fazla üstelememişti...

*

"Uyan güzel aç gözünü, dinle aşıkın sözünü vermişim sana özümü leey!" Eylül elindeki peçeteyi sallayarak Pars ile mini bir halay çekerken yere bağdaş kurarak oturmuş, yüzümdeki büyük gülümse ile ikisine bakıyordum.

KÖYLÜ GÜZELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin