Merhabalar canlarımm umarım iyisinizdir
beğeneceğinizi düşündüğüm bir bölüm umarım seversiniz
lütfen bölüme geçmeden önce yıldızı parlatmayı unutmayın
yorumlarınızı bekliyorum
iyi okumalar 🌼
***
Debelenmelerin sonu kimseyi bir sonuca vardırmazdı. Hayatta başımıza gelen dertlerden yüklerimizi almıştık omuzlarımız taşıyordu.
O yükleri omuzlarımızın taşıyabildiğini anladıkça daha fazla yük yükleme çabasındaydık.
Uzak durulması gereken, bizi yıpratan bütün karakterler ile aynı mekanı paylaşıyor olmak. Kendimize küçük "an"lar belirleyip onlara sığınmak...
Ne konuşacağı, neye dadanıp üstüne yürüyeceği belli olmayan kişilerle yaşamak. Bu hengamede sağlam bir birey kimse düşünemez. Ben deliliğe vurdukça üstüme basıp geçmek istediler, belki de üstüme basıp yükselmek istediler.
Ben bunu bir türlü aşamadım,sanırım aşamayacağım da...
Saat gecenin iki buçuğuydu ve ben düşünmekten uyuyamıyordum. Pamir Bey'in söyledikleri aklımda dönüp duruyordu.
O, kardeşinin dileğini gerçekleştiren bir adamdı. Daha fazlası değildi.
Ben kararımı vermiştim, bu evden çıkıp gidecektim ve onların hayatına daha fazla dahil olmayacaktım. Bu ev bu durum benim için çok fazlaydı.
Derin bir nefes çektim ciğerlerime, henüz nereye gideceğimi bilmesemde ben yarın buradan gidecektim...
***
Soğuk bir güne gözlerimi aralarken yatağımın başında dikilen Pars ile yattığım yerde sıçradım.
"Pars?" Uykulu ve şaşkın sesimle konuşurken Pars yatağıma zıpladı.
"Günaydın Şura abla. Ne zamandır uyanmanı bekliyordum. Artık uyanır mısın?" Pars dudaklarını büzerek konuştuğunda saçlarımı iteleyerek gözlerimi ovaladım.
"Kusura bakma yakışıklı, uyuyakalmışım." Yataktan kalktığımda Pars'ta ayağa kalktı.
"Halam seni çağırmamı istedi biliyor musun? Artık uyanmalı ve ilaçlarını içmen lazımmış,sen hasta mı oldun abla." Pars büyük bir merakla konuşurken dizlerim üstüne çöktüm ve minik ellerini tuttum.
"Ben biraz grip olmuşum Pars o yüzden halan öyle söylemiş olmalı. Beni merak etme sen." Pars kollarımı boynuma sardığında beline sarılarak onu kucağıma çektim.
"Benim şurubum var abla,tadı portakal gibi ondan hemen iç ve iyileş lütfen.." Onun bu masum sözlerine gülümsedim.
"Bir şeyler yedikten sonra içerim. Şimdi sen yukarıya çık bende üstümü değiştirip geleyim olur mu?" Pars başını anlayışla salladığında onu yere indirdim.
Pars koşar adımlarla yukarıya çıktığında bende hemen yan taraftaki banyoya girerek elimi ve yüzümü güzelce yıkadım. Saçlarımı bileğimdeki toka ile basit bir at kuyruğu yapıp odaya geri döndüm.
Eşyalarımın olduğu dolaptan bol bir pantolon ve kalın bir kazak alarak üstüme geçirdim. Bozulan saçlarımı son kez düzelttikten sonra odamdan çıkarak yukarıya geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖYLÜ GÜZELİ
ChickLit"Küçüğüm..." Dedi parmaklarını yanağımda gezdirirken. Sesindeki şefkat öyle yoğundu ki bir an eridiğimi hissettim. "Seni hep koruyacağım, ruhunda yeni yaralar açılmasına izin vermeyeceğim." Harelerimi kaldırıp buruk bir tebessümle yüzüne baktım. "Se...