♣️26♣️

760 79 3
                                    

"Bütün bunlar bitince ne yapacağını düşündün mü hiç?"

Bir kayanın ardında oturuyorlardı. Lamia uyku tulumunun içine kıvrılmış rahatsız bir uykudaydı. Nil ise Alarik'in neredeyse içine girecek denli iç içe oturuyordu. Dikkat çekmemek için ateş yakmamışlardı ve üzerlerindeki termal montlara rağmen üşüyorlardı. Genç kadının sorusuyla büyücü önce kaşlarını çattı fakat kısa bir süre sonra bakışları yumuşadı ve dudakları gizli bir tebessümün gölgesiyle çok hafif kıvrıldı.

"Seninle olmayı düşünüyorum. Umarım sen de bunu düşünüyorsundur."

Genç kadının gülümsemesi buruktu. "Senden başka kimsem yok ki," diye mırıldandı alçak bir sesle.

Büyücü yapmacık bir alınganlıkla, "Bunu kötü bir şeymiş gibi söyledin sanki?" diye söylendi. Nil alça sesle güldü. Yine de gülüşünün ardındaki hüzün hala hissedilebiliyordu.

"Seni üzen ne Ela?"

Alarik'in yumuşak bir sesle sorduğu soruyla genç kadın irkildi. Ela. İsmini duymak canını yakmıştı. "Bana Nil demeni istemiştim," diye fısıldadı kederle.

Alarik içini çekti. "Seni üzen ne Nil?"

Genç kadın bir süre konuşmadı. Dudakları ince bir çizgi halini almıştı. Bütün bu çılgın şeyleri yaşamadan önceki hayatını düşünüyordu. Ela olduğu zamanları. Açıkçası o zamanları çok net hatırladığını söyleyemezdi. Sanki binlerce yıl geçmişti üzerinden.

"Bazen..." diye kekeledi. "Bazen bütün bunlar olmasaydı hayatım nasıl olurdu diye merak ediyorum. Herhalde okuldan mezun olur, üniversiteyi kazanır ve bu yaşıma geldiğimde çoktan mezun olmuş olurdum. Ailem yaşıyor olurdu. Nisan... Hala arkadaşım olurdu. Normal bir hayatım olurdu."

"Onları özlüyor musun?"

"Evet."

Alarik içini çekti. "Bütün bunlar olmasaydı muhtemelen Surion'da yarı elflerle birlikte yaşıyor olurdun. Sen her halükarda bu aleme aitsin."

Genç kadın yüzünü buruşturdu. Bu gerçeği hiç düşünmemişti. O yarı elfti. İşin doğrusu kendisini hiç yarı elf olarak hissetmemişti. Ne bu tarafa aitti,  ne de öte tarafa. İnsan olmak için de fazlasıyla eksiği ya da fazlası var gibiydi. Alarik, genç kadının ne düşündüğünü anlamış gibi şefkatle saçlarını okşadı.

"Bütün bu yaşadıklarıma rağmen," diye mırıldandı hafif bir sesle. "Ki hiç kolay şeyler yaşamadım. Seni tanıdıktan sonra iyi ki yaşamışım diyorum. Sen ne düşünüyorsun, ne istiyorsun ya da ne arıyorsun bilmiyorum ama ne düşündüğümü, ne istediğimi ve neyi aradığımı biliyorum. Bunların hepsi sensin. Bana umut veriyorsun Nil. O kadar uzun zamandır karanlıktayım ki istemesem de içimde karanlığın kalıntıları var. Bir kere saf kötülüğe denk geldin mi asla eskisi gibi olamazsın. Bir damga gibi ruhunda iz bırakır. Asla eski saflığın, umudun, ışığın olmaz. Fakat sen... Bana kaybettiğim o ışığı gösteriyorsun. Seni kaybetmekten o kadar korkuyorum ki. Yeniden karanlığa gömülürsem benden geriye kalan da olmaz artık. Bu sefer seni kaybedemem. Bu görevi üstlenmeni hiç istemedim. Uzaktan da olsa ışığını seyretmeye razıydım. Fakat tam anlamıyla güvende olman için bu kötülüğün kökünü kazmamız gerektiğini fark edince..." Durdu. Duyguları bir anda üzerinden akan bir çağlayan gibiydi. "Bunu yapmak zorundayız ve ben seni korumak için her şeyi feda etmeye hazırım. Seni seviyorum, sen sevdiğim tek şeysin, sahip olduğum ve aradığım tek şeysin. Sana olan duygularımı asla tam anlamıyla açıklayamayacağım, hissettiremeyeceğim. Kelimeler yetmez çünkü. Fakat seni koruyabilmek için her şeyi feda edebileceğimi bil."

Yıldızların Kızı / ELENIELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin