♣️12♣️

1.9K 173 80
                                    

Nil, karşısında tasasızca oturan, ucu oldukça sivri büyük bir törpüyle tırnaklarını törpüleyen kadını inceledi. Omuzlarına dökülen, ipek gibi parlak siyah saçları sinirlendiği ya da saldırı pozisyonu aldığında ürpertici, hissedilmeyen bir rüzgarla dalganır, tehlikeli canlıların varlıkları belirmeden önce korkunç tıslama sesleri yayılırdı etrafa. Badem iriliğindeki siyah gözleri ve kıvrık kirpikleri, ünlü bir cerrahın elinden çıkma gibi duran düzgün bir burnu, ateş gibi kırmızı bir renge boyadığı dolgun dudaklarıyla hem davetkar hem de tehditkardı. Gözlerinin bakışında, dudaklarının kenarlarında kibrinin alametleri vardı.

Törpü haşin bir sesle, uzun tırnaklarını daha da sivrilterek hareket ediyordu. Zımparalı tarafı tırnağı bilinmez bir öfkeyle biçimlendirirken Nil ürperdi. Kendisinin de bir an için, devasa bir törpü ile yeniden şekillendiğini, eskisinden daha güçlü ve daha sivri olması için hırsla törpülendiğini düşündü.

Üzerine her zamanki korsesiyle, deri pantolununu giymemişti bu sefer. Dizlerinin üzerinde biten siyah lateks bir elbise giymişti, ince askıları ve derin göğüs dekoltesi ile yırtıcı bir çekiciliği vardı. Siyah ten rengi çorap giydiği uzun bacaklarını karşısındaki sandalyeye uzatmış, topuklu çizmelerini üst üste atmış etrafındakileri umursamayan bir tavırla ojelerinden temizlenmiş tırnaklarına şekil veriyordu.

"Siz Eldar'a gidin ve şu saçmalığı mümkün olduğu kadar çabuk sürede bitirin." diye ilk komutunu verdi Alarik.

"İç savaş ne kadar kısa bir sürede bitebilir acaba?" Dara alayla gülmüştü elindeki elmadan bir ısırık almadan önce. Başlar hızla ona döndü, o ise ifadesiz yüzlere aynı ifadesizlikle bakarak omzunu silkti.

İşte o an Lamia'nın kulak tırmalayan törpü sesi durdu. Sivri uçlu törpüsünü
genç kadına doğru uzattı. "Çok haklısın havuçlu kekim." diye araya girdi Dara'nın kızıl saçlarına ithafen. Dara'nın gözleri öfkeyle kısıldı ama bir şey demedi. "Bu nedenle Aron ve Dara'nın da onlarla gitmesi lazım."

"Kendini beğenmiş elfler de bizi çok dinlerdi ya." Dara yine söylenmeden duramamıştı.

"Senin dilin fazla sivri oldu." Iolas'ın tersleyen sesini duyunca Alessea, yarı elfe saydıracağı lafları geri yutmak zorunda kalmıştı. Dara ağzındaki lokmayı yuttu ve savaşçıyı süzdü.

"Söylediklerim zekanıza fazla geldiği için öyle sanıyorsun bence."

Alarik sessiz bir öfkeyle ikilinin arasına girdi. "Kesin didişmeyi. Lamia haklı. Elflere işin ciddiyetini hep birlikte anlatın. Dara ve Aron'da şahit olur anlattıklarınıza."

Alessea küçümseyen bir ifadeyle "Şahite ihtiyacımız mı var?" dedi. Hırçın mavi gözlerini Dara'nın ona nazaran daha yumuşak mavilerine dikmişti. Dara alayla gülümsedi. Alessea'yı asla ciddiye almayarak delirtiyordu sürekli.

"Senin gibi ırkçı bir pisliğin bizimle iş birliği yaptığını görürlerse daha çabuk ikna olabilirler diye öyle söylüyor."

Nil, Alessea'nın avucunun içinde oluşmaya başlayan minyatür tayfunu fark etti. Iolas da fark etmiş olacak ki tek hamleyle elini tuttu genç kadının. Alessea'nın yanakları anında kızardı bu temasla.

"Sen, kes sesini." diye emir veren bir sesle Dara'yı payladı Iolas. Ardından Alarik'e döndü. "Senden komut alacak değilim. Asıl sen söyle. Biz gidince siz ne yapacaksınız? Onu nereye götüreceksiniz?"

Nil'in adını söylememişti. Israrla onunla göz göze gelmiyordu. Onun bu kaçışının sebebini     anlamlandıramıyordu genç kadın. Gitmeden önce onunla konuşmaya kararlıydı. Daha fazla kaçamazdı.

Yıldızların Kızı / ELENIELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin