✧・゚: *✧・゚:* 3🍓 *:・゚✧*:・゚✧

2.5K 202 86
                                    

Alarmın yüksek sesiyle uyandım. Hangi geri zekalı alarm için Can You Feel My Heart koyardı ki? Tabii ki ben!

Yüksek sesle yerimden sıçrarken hemen alarmı kapattım ve yatakta doğruldum. Bugün önemli bir gündü. Bugün biricik Felix'imin sergisi vardı. Sadece onun değil, erkek arkadaşı Changbin'le hazırladıkları bir sergiydi bu. Bugün için gerçekten çok heyecanlıydım. Onlara desteğimi mutlaka göstermeliydim!

Aslında her şeyim dünden hazırdı. Sadece birkaç bakım ve makyaj yapıp çıkacaktım evden. Sergi sahibinin yakın arkadaşı kontenjanından erkenden orda olmam gerekiyordu. 

Bugün için beyaz ağırlıklı pembeli bir kombin ayarlamıştım. Beyaz gömlek, beyaz kargo pantolon, beyaz botlar ve son olarak pembe bir süveter ile krem rengine kaçan bir de berem vardı. Çantamı da unutmamak lazım tabii. Günlük hayatta da giyimime oldukça dikkat eden ve özen gösteren biriydim. Boşuna moda okumuyorduk sonuçta, değil mi?

Bakımlarımı bitirip makyajıma geçtiğimde telefonuma gelen bildirimle dikkatim oraya çekilmişti. Gördüğüm isimse kalbimde yeni bir çarpıntı serisini başlatmıştı. Chan'dı. 

Mesaja bakmadan önce 2 saniyede sol gözüme de eyeliner'ımı çektikten sonra mesaja dönmeye hazırdım. Ne yazdığını aşırı derecede merak ediyordum. Açtığım mesajla açıkçası biraz üzülmüştü. Müsaitsem buluşmak istediğini yazıyordu mesajda.

Bugün dolu olacağım hakkında bir mesaj yazarken aklıma gelen fikirle duraksadım. Sergiye davet etsem çok mu garip kaçardı? Gelmek ister miydi? Şansımı denemekten zarar gelmezdi. Yazılı mesajı silip davet mesajına çevirdiğimde içimde bir beklentiyle göndermiştim mesajı. Bakalım ne diyecekti.

Son dokunuşlardan sonra tamamen hazır olduğumda sevinçle yerimden zıplamıştım. Artık sergi yerine gitme vaktiydi! Önemli eşyalarımı aldığıma emin olduktan sonra garaja inip Mini Cooper'ımın kilidini açtım. Beyaz renkli bu küçük arabamı oldukça seviyordum. 

Tam arabayı çalıştıracakken gelen mesaj sesiyle Chan olduğunu düşünerek açtım bildirimi. Yanılmamıştım. Serginin adresini istiyordu! Bunun için sevinmeyi daha sonraya bırakacaktım. Hemen yola çıkmam gerekiyordu. Adresi ona gönderip yola koyuldum.

Sonunda Changbin ve Felix'in yanına gelebildiğimde onlara kısa kısa sarılmıştım. Changbin'in yakın olduğu ama benim normal bir şekilde tanıştığım arkadaşları da gelmişti erkenden. Bakışlarım özellikle HyunSung ikilisinden çekilmezken fazlasıyla eğleniyordum. Çok eğlenceli bir çifte benziyorlardı. Yakınlıkları ve yaptıkları şakalar ortamın hemen ısınmasını sağlamıştı.

Jeongin ise utangaç bir tipe benziyordu. Sessiz, sakin duruyordu ama yapılan şakalara tepki vermekten de geri çekilmiyordu. Hepsi beraber Changbin'le uğraşmaya başladığında arkadaşım küserek(?) yanımızdan ayrıldığında Jeongin'in "Hyuuung!" diyerek peşinden gitmesi oldukça tatlı bir görüntüydü.

Sonunda sergi saati geldiğinde ve içerisi yavaş yavaş dolduğunda Felix ve ben heyecandan delirirken Changbin daha sakin duruyordu. Gelen önemli sanatçılarla ilgileniyor ve Felix'in de bu heyecana alışması için ona zaman tanıyordu. Böyle küçük şeyler yapması o kadar tatlıydı ki...

Benim beklediğim kişi ise kapıda göründüğünde girişteki çalışanın onun adını bulamayacağı aklıma geldi. Koşarak oraya gittiğimde onun benim misafirim olduğunu söyleyerek içeri sokmuştum.

"Tam zamanında geldin."

"Zamanlamalarım hep harikadır." derin bir nefes alıp gözlerime düşen kahküllerimi geriye attım. "Ay, neyse. Hoş geldin! Sergiyi beraber gezmek ister misin?"

"Mümkünse tabii ki." dedi aynı neşeyle. Yapma ölüyorum...

Gezerken 8. esere geldiğimizde karşısındaki tabloya o kadar etkilenmiş bakıyordu ki hikayesini dinletmek için hemen Felix ve Changbin'i çağırmıştım. Onları kısaca tanıştırırken Felix ve Chan'ın Avusturalyalı olmaları onların daha da samimi olmasını sağlamıştı. Changbin'le de müzik konusunda anlaşmaları oldukça hoşuma gitmişti. İnsan ilişkilerinde gerçekten çok iyiydi. 

Changbin'in arkadaşları -Hyunjin, Jisung ve Jeongin- de bize katıldığında gerçekten güzel bir sohbet ortamı vardı. Sergi uzayıp giderken birçok eserin satılmış olması fazlasıyla mutluluk vericiydi. Arkadaşlarımın emeğine değdiğine seviniyordum. 

Saatler ilerleyip davetliler yavaş yavaş azaldığında aramızda geçen konu after party'di. En son Chan da onun için uygun olduğunu söylediğinde sergiyi bitirmek üzere toparlanmaya başlamıştık. İşimiz bitmeye yakınken Chan'ın yanıma geldiğini parfümünden anlamıştım. Arkamdaydı.

"Bir şey soracağım." Direkt soruyu sormak yerine beni böyle geremezdi.

"Tabii." 

"Seungmin'i hatırlıyorsundur. Doktorun hani." Aklıma gelenlerle yeniden utanırken ve Chan yine gülmemek için kendini tutarken sinirle ona bakmıştım.

"Gülme Chan!" Daha çok gülmeye başlamıştı. Al işte!

"Ya gülme dedim sana!" Yumruğumu göğsüne geçirecekken elimden yakalamasıyla gözlerimi gözlerine diktim. Yine ne ara bu kadar yakınlaşmıştık biz? Tanrım, bu kulun dayanamıyor, haberin olsun diye söylüyorum. Bir yardım et. 

O gün olduğu gibi yine sessizleşirken bu sefer çekilmedim. O da çekilmedi. Herhangi bir şey için hazır olmadığımı biliyordum. Erken olduğunun farkındaydım. Peki ya neden geri çekilemiyordum? Parfümünün kokusu başımı döndürüyordu ve gözlerindeki derinlikte kayboluyordum. Bir an için tüm düşüncelerimden sıyrılıp onu öptüğümü düşündüm. Bunu düşünürken bakışlarımı dudaklarına indirmem ne tür bir rezillikti peki?

Hemen ondan uzaklaştığımda kızardığıma emindim. Elimle kendime hava yaparken bir şeyler mırıldanıyordum. "Burası çok sıcak oldu. Her şey tamam zaten. Ben dışarı çıkıyorum." Gözlerine bile bakamamıştım... Tanrım...

benim alarmım can you feel my heart bu arada ŞQSŞQMDĞQKDPQKDOQ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


benim alarmım can you feel my heart bu arada ŞQSŞQMDĞQKDPQKDOQ

umarım chan ve minho arasındaki etkileşimi yansıtma şeklimi beğeniyorsunuzdur aşklarım yani biraz yorum alsam fena olmazdı

minchan olurken sekizinin de arkadaşlık kurmasını anlatmaya çalışacağım ve umarım başarırım bunu

neyse neyse yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın!!! sizi seviyorum <3

bye bye <3333

strawberry | minchan, banginhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin