Birkaç saat sonunda, kaydı bitirdiğimizde derin bir nefes almış ve kayıt odasından çıkan Chan'a koşup sarılmıştım.
"Yaptık! Çok heyecanlı! Resmen bir şarkımız var!"
İlk şaşkınlıkla bana sarılmazken söylediklerimden sonra kollarını belimde hissedince daha geniş gülümsemiş ve ben de sıkılaştırmıştım kollarımı.
Benden ayrılan ilk o olduğunda, "Harika iş çıkardın. Tebrik ederim." demiş ve birkaç kere beni alkışlamıştı. Yaptığı şeyler ufak bir kahkaha atarken teşekkür etmiştim. "Ben de ikimizi alkışlıyorum o zaman. Sen olmasaydın yapamazdım böyle bir şey."
İkimiz de saatlerdir uğraşmamız sonucu yorgunlukla esnerken kollarımı havaya kaldırıp ellerimi yumruk yapmıştım. Gözlerimi esnemem bitince açtıktan sonra Chan'ın beni izlediğini görmek gülümsetmiş ve utandırmıştı beni. Masanın üstündeki telefonuma uzandığımda saatin epey geç olduğunu görmek çok da şaşırtmamıştı. Saatlerdir buradaydım ve gerçekten yorulmuştum.
"Şey, saat çok geç olmuş. Ben artık gitsem iyi olacak." dedim Chan'a dönerek.
"Yarın bir işin var mı?" Sorusuyla gözlerimi tavana kaydırdım ve düşündüm. "Öğleden sonra dersim var."
Bir şey söylemeye hazırlanıyor gibiydi. Gergince gülümsemeye çalıştığını fark ettiğimde, "Burada kalmak ister misin?" dedi. Nasıl yani?
"Efendim?" dedim kaşlarımı çatıp şaşkınlıkla sorarken.
Ellerini hemen açıklamaya çalışırmış gibi önünde salladı. "Hayır, hayır! Yanlış anlama sakın! Öyle bir şey ima etmek istemedim!" Ellerini yüzüne kapattı ve derin bir nefes aldı. "Saat geç oldu ve bilmiyorum. Yani aslında demek istediğim şey burada kalabilirsin. Rahatsız hissetmeni istemiyorum. Çok salağım, değil mi?"
"Chan, yanlış anlamadım ama anlamaya çok açık bir teklifti. Teklifin için teşekkür ederim ama gitsem daha iyi olur." dedim gülümsemeye çalışarak. Ortam bir anda garipleşmişti.
"Minho," dedi gözleri tedirginlik ve kararsızlıkla yere bakarken. "Uyumama yardım eder misin?"
Ah, bu... Bunun için mi öyle bir teklifte bulunmuştu az önce? Uyku sorunları olduğunu anlatmıştı bana, hatırlıyordum. Sadece... Nasıl yapacaktım ki? Ve böyle bir şey istemesi, böyle bir şeyi benden istemesi gerçekten çok tuhaftı.
"Ah, şey, nasıl... Nasıl yani?" dedim ne diyeceğimi bilemeyerek.
"Özür dilerim. İyice batırdım, değil mi? Gerçekten özür dilerim! Seninle çok uzun zamandır tanışmıyoruz bile. Sanırım çok hızlı davrandım. Seni rahatsız etmek isteyeceğim son şey bile değil. Ben sadece düşünmüştüm ki... Cidden çok salağım. Tekrar özü-"
Telaşlı konuşmasını böldüm. "Olur."
Anında dururken ne dediğimi algılamaya çalışıyor gibiydi. Kabul edeceğimi düşünmüyordu kesinlikle. Biliyordum, daha tanışalı çok olmamıştı ama Chan kötü bir insan değildi. Sadece konuşmaya çok yanlış yerden girmişti. Ama ona yardım edebilirdim. Bunu benden istiyorsa önemli bir şey olmalıydı, öyle değil mi? Herkesten ona uyumasında yardımcı olmasını istemiyordu herhalde.
"Ne?"
"Uyurum, Chan. Bu kadar telaş yapmaya gerek yok. Yani sanırım? Yanlış anlamadım, sadece bir an konuşmayı unutmuş gibiydin."
Ağzı açık öylece bana bakarken bir adım attım ona doğru. "Sen uyuduktan sonra gidebilirim. Sabah hazırlık yapmam gerektiğini hatırladım. Kabul edersen-"
Hemen böldü o da beni. "Ederim." Fazla hızlı çıkmış olacak ki boğazını temizleyip tekrar etti. "Ederim yani... Kabul."
Gözlerimi etrafta gezdirip mırıldandım. "O zaman bana kıyafet verebilir misin? Dışardan geldiğim kıyafetlerle yatağa oturmaktan hoşlanmıyorum."
Kafasını sallayarak beni odadan çıkarmak için yönlendirdiğinde sol taraftaki bir odaya girmiştik. Bu oda daha az renkli ve sadeydi. Siyah takımlar oldukça göz alıcıydı aslında. Asil duruyordu.
Chan dolabına yönelirken ben etrafı incelemeye devam ediyordum. "Bana küçük gelen bir eşofman altım olacaktı. Onu vereyim bir de tişört mü istersin sweatshirt mü?"
Sweatshirt seçeneğini seçerken kıyafetleri yatağına bırakmış ve beni odada yalnız bırakmıştı. Hemen üstümü değiştirirken simsiyah kıyafetlerle olmak bana garip gelmişti. Tabii ki siyah giyinmeyi de çok seviyordum ancak kıyafetler benim olmayınca yadırgamıştım belki de.
Giyindikten sonra Chan'ı çağırdım. Ortam gerçekten çok gergindi ve ikimiz de ne yapacağımı bilmiyor gibiydik. O direkt yatağına ilerlerken ben öylece dikilmeye devam ediyordum. Herhangi bir şeyden korkmuyordum. Sadece heyecanlıydım. Belki de direkt eve gitmeyi seçmeliydim, bilmiyordum.
O, yatağın sağ tarafına uzanırken bakışlarını bana çevirmişti. "Gelecek misin?" Gözlerimi kırpıştırarak kafamı salladığımda ufak ve sakin adımlarla yatağa gelmiş ve üstündeki ince yorganı kaldırıp oturmuştum. Titriyordum ama üşüdüğüm için değildi. Baştan aşağı titrerken ona belli etmemeye çalıştığım içinse bir ödül verilmeliydi.
Tam olarak yerleşip ikimiz de dümdüz yatakta uzanıp tavanı izlerken nereden geldiğini bilmediğim cesaretle ona doğru döndüm. Kolundan tutup onun da bana dönmesini sağlarken başını göğsüme denk getirecek şekilde sarmıştım onu. Kalbim çok hızlı çarpıyor ve beni ele veriyordu ama o an bu umurumda olmamıştı. Onun da titrek bir nefes aldığını hissettiğimde bir eli yavaşça belimi sarmıştı.
Kasıntı duruyor ancak sarılıyorduk. Biraz rahatlatmak adına ellerimi saçlarına götürdüm. Onun kadar olmasa da ben de uyku sorunları yaşamıştım ve şu an sadece ben o durumdayken neye ihtiyacım olurdu düşüncesiyle hareket ediyordum. Bana yapılmasından hoşlanacağım ve rahatlayacağım şeyleri düşünüp ona yapmaya çalışıyordum.
Saçlarını yavaşça okşarken biraz daha rahatladığını hissetmiştim. Kendini kasmayı bırakmıştı. Birkaç dakika sonra ikimiz de rahat bir şekilde sarılırken daha sıkı sardığını hissettim belimi. Başını iyice göğsüme gömüp derin bir nefes aldığında hala saçlarıyla oynuyordum.
"İyi geceler, Minho." diye fısıldadığını duydum.
"İyi uykular, Chan."
Birkaç dakika sonra düzenli nefeslerini hissettiğimde kafamı biraz eğmiş ve saçlarına burnumu yaklaştırmıştım. Şu an tamamen duygularıma göre hareket ediyor ve düşünmüyordum. Kokusunu birkaç kez içime çektiğimde erkeksi ama tatlı şampuan kokusu hoşuma gitmişti.
Açıkçası benim de uykum gelmişti ve gerçekten yorgun hissediyordum. Gözkapaklarımın baskısına daha fazla dayanamazken ben de kendimi uykunun kollarına bırakmıştım.
ya softluktan ölücem şimdi
cidden çok seviyorum 🥺🥺🥺
aşık bunlar ya
umarım bölümü beğenmişsinizdirr 🥺 sizi seviyorum <3333
bye bye 🍓
ŞİMDİ OKUDUĞUN
strawberry | minchan, banginho
Teen Fiction"Bakar mısınız? Birazdan... Bayılacağım. Tutun beni olur mu?" "Ne?" - skz #1 (111122)