✧・゚: *✧・゚:* 12🍓 *:・゚✧*:・゚✧

1.3K 135 101
                                    

Kapı zilini duyar duymaz ayağa fırladım. "Seungmin geldi!"

Hemen kapıyı açarken karşımdaki pijamalarıyla dikilen Seungmin'e bakmış ve gülümsemiştim. "Hoş geldin! Sonunda tamamlandık!" 

Benim heyecanlı hallerime karşılık gülümserken eliyle gülümsemesini kapatmasına kaşlarımı çattım. "Ne diye saklıyorsun gülümsemeni? Chan 2 bu da." Gözlerimi devirerek yerime geri otururken Seungmin de herkesi selamlıyordu. Ortamın güzelliğiyle gülümsememe engel olamazken Chan'a çevirmiştim gözlerimi. O da bana bakıyordu. Bu beni daha çok gülümsetirken o da aynısını yapmıştı. 

"D-C oynayalım!" Bir anda ortaya bağıran Hyunjin'le hepimiz ona dönerken bu fikrin güzel olabileceğini düşünmüştüm.

"Bana uyar." dedim hemen. 

"Bana da." 

Diğerleri de onaylarken hemen mutfaktan boş bir şişe getirirken çoktan bir daire oluşturmuştuk bile. Tam karşımda oturan Chan'a karşılık sırıttım. 

"Önce ben çeviriyorum. Şişenin ağzı soruyu soran kişi, altı ise cevaplayan. Tamam mı?" Herkes onaylarken şişeyi tam ortamıza yerleştirmiş ve çevirmiştim. Hepimiz heyecanla kimin kime çıkacağını beklerken şişe durmuştu. Soruyu soran kişi Hyunjin, cevaplayan kişi Seungmin'di.

Hyunjin sırıttı. Yeni avı belliydi anlaşılan. Seungmin'e üzülmüştüm. "Doğruluk mu cesartelik mi?"

Seungmin hiç düşünmeden doğruluk dediğinde Hyunjin sırıtışını genişletmişti. "Hoşlandığın biri var mı canım arkadaşım?" dedi bir anda masum birine bürünürken. Bir şeyler seziyor olmalıydı bu salak. Kesin bir bildiği vardı. 

Seungmin gözünü kaçırırken sadece kime baktığına odaklandım. Birinde fazla oyalanmıştı. "Hoşlandığım değil de... Etkilendiğim diyelim." 

Herkes, özellikle Chan, şokla ona bakarken ben ve Hyunjin sırıtıyorduk. Birbirimize baktığımızda göz kırpıp kafa sallamıştık. Kesinlikle neyin ne olduğunu biliyorduk. 

Chan 'nasıl bana söylemezsin, inanamıyorum sana' şiirlerini kuzenine okurken ben ortaya atlamış ve susturmuştum onları. "Öyleyse Seungmin cevapladığı için o çevirecek. Çevir Seungmin." 

Yanakları hafiften kızarmış Seungmin şişeyi çevirirken herkesin gözü şişedeydi. Ve durduğunda soruyu soran kişi bu sefer Jisung'ken cevaplayan kişi ben olmuştum. Jisung gerçekten beni sikecekmiş gibi bakıyordu. Bu hiç hayra alamet değildi. Yutkundum.

"Ne öyle sikecekmiş gibi bakıyorsun ya! Korkutmasana!" diye bağırdım korunmak ister gibi kollarımı bedenime sararken. O ise daha çok sırıtıyordu. Diğerleri tepkime gülerken, "Doğruluk mu cesaret mi hyung?" diye sordu.

Hiç düşünmeden doğruluk dedim. Cesaret dersem daha kötü bir şey isteyeceğinden emindim. 

"Chan hyung ile aranızda ne var?" HADİ AMA! BUNU DA CHAN'IN OLDUĞU ORTAMDA SORMAZSIN. İnsan olan sormazdı. Ama Jisung hayvanın önde gideniydi.

Sorusuyla Chan ve ben bakışırken gözlerimi kaçırmıştım hemen. Kızardığıma da emindim. Diğerleri ilkokulda laf sokanlara 'ovvv' diyen veletler gibi tepkiler verirken kaşlarımı çattım. 

"İnsan olan," dedim o videoyu taklit ederek. "İnsan olan böyle soru sormaz ama şerefsiz insan, şerefsiz insan her şeyi yapabilir." 

Hepsi bana gülerken ben de dayanamamış ve gülümsemiştim. Kendimi tutmaya çalışırken cevabımı düşünüyordum. Arkadaşız desem Chan'ın kırılacağına adım gibi emindim çünkü arkadaş değildik. Sevgili kesinlikle değildik ama bugün öpüşmüştük. Flört de demek istemiyordum çünkü bu gerçekten utanç vericiydi! Herkes beni beklerken Chan'ın sesini duydum.

strawberry | minchan, banginhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin