✧・゚: *✧・゚:* 39🍓 *:・゚✧*:・゚✧

507 60 20
                                    

*1 ay sonra*

Chan ve Minho, kızlarını almaya yurda gitmişlerken evlerinde inanılmaz bir kaos vardı. Hyunjin, sevgilisiyle kitapların hangi rafa dizilmesi gerektiği hakkında tartışırken Felix de bir yandan son kez toz alıp Changbin'den yardım istiyordu. Hana için hazırladıkları odada hepsi koştururken sakin çiftimiz Jeongin ve Seungmin ise bahçedeki salıncaklarda uzanmışlar, sohbet ediyorlardı. Diğerlerinin enerjilerine yetişemeyip güzel havanın tadını çıkarmak istemişlerdi.

"Vay be," dedi Seungmin dudağını büzerken. "Kuzenimin bu kadar büyüyeceğini tahmin etmemiştim."

Jeongin kıkırdadı. "Sen de büyüdün. Hepimiz büyüdük."

"Değil mi?" Seungmin iç çekti. Sanki daha dün Avusturalya'da tatildeydi arkadaşlarıyla. Zaman çok çabuk geçmişti. 

Kapının çalması ile herkesin heyecanı artarken hepsi kapıya doluşmuştu. Jisung kapıyı açarken karşısındaki aileye geniş bir gülümseme sundu. "Hoş geldiniz! Hana, hoş geldin güzellik!"

Bu 1 aylık süreçte hepsi Hana'yla tanışmış ve yakın olmuştu. Hana da hepsini sevmişti ama Jisung'la ayrı yakın olmaları diğerlerini bozmuyor değildi. 

"Jisung amca!" diye Jisung'un üstüne atlamasıyla gülüştüler. Beraber içeri geçerlerken bahçeye çıkıp Hana için hazırladıkları yiyeceklerden almaya başlamışlardı. 

"Hana, bak bundan da ye. Ben yaptım." dedi Felix yaptığı kurabiyelerden verirken. 

Hepsi bir şeyler hazırlamıştı küçük kız için. Olabildiğince rahat etmesini ve hemen alışmasını istedikleri için de davranışlarına dikkat ediyorlardı. 

Bahçede her yiyecekten yedikten sonra Hana içten içe evi merak ediyordu. Onu gülümseyerek izleyen Chan'a çevirdi gözlerini ve izlendiğini bilmediği için utandı. Gözlerini kaçırıp gülümsediğinde elindeki limonata bardağını masaya bıraktı. 

"Odanı görmek ister misin?" dedi Chan onun aklını okumuş gibi. Küçük kızının meraklı olduğunu bakışlarından fark etmişti ama utandığını da görebiliyordu. 

"Olur." dedi heyecanlı bir şekilde. Hepsi tepkisine gülerken Minho ve Chan, kızlarının ellerinden tutarak içeri geçtiler. "Min." dedi Hana etrafa bakarken. "Kedilerin olduğunu söylemiştin, neredeler?"

Minho gülümsedi. "Onlar şu an veterinerdeler. Birkaç bakım ve kontrol yapılması gerekiyordu. Akşam beraber gideriz almaya, tamam mı?"

Hana, merakının giderilmesiyle gülümsedi. Odalarına geçmeden zaten oldukları salonu ve sonra da mutfağı göstermişlerdi. Aynı kattaki odaya geçtiklerinde Hana mutlulukla açtı gözlerini. Odasının bu kadar güzel olmasını beklemiyordu. "Beğendin mi?" dedi Chan, Hana'yla boylarını eşitlerken. 

"Çok beğendim!" dedi küçük kız mutlulukla. Oda, en sevdiği sarı rengin yanına morla dekore edilmişti ve en sevdiği kısım en sevdiği peluş serisinin olduğu kitaplıktı. Hana için uygun okuma kitapları ve birkaç süs konulmuştu. 

"Bunlar çok güzel."

"Eğer sevmediğin bir şey varsa söyle, değiştirelim." 

Minho odayı hazırlarken özellikle arkadaşlarından çok fazla yardım almıştı çünkü Hana'nın beğenmesi önceliğiydi. En ufak detayına kadar düşünmüştü her şeyi.

"Hayır, her şey çok güzel. Teşekkür ederim." Hana, ona gülümseyerek bakan ikiliye koşup sarıldı. Chan ve Minho, bu sarılmayı keyifle kabul ederken içeri arkadaşları da girmişti. 

strawberry | minchan, banginhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin