1 yıl kadar sonra, bir cumartesi gününde Minho, makyajının yapılmasını beklerken odada büyük bir telaş vardı. "Felix hyung! Benim ceketimi gördün mü?" diye seslenen Jeongin'e karşılık Felix elindeki ceketle gelmişti giyinme kabininden. "Burada, askılıkta bırakmışsın."
Minho'nun makyajı tamamlanırken aynada kendini incelemiş ve gülümsemişti. Tam da istediği gibi yapılmıştı makyajı. Makyöze teşekkür edip yerinden kalktığında sesli bir nefes verdi. Heyecanlı bir gündü bugün çünkü evleniyorlardı. Her şeyin üstünden zaman geçmişti ve Minho artık iş hayatına atılmıştı. Chan'la beraber yeni evlerinde yeni bir hayata başlamışlardı ve onlar için her şey istedikleri gibiydi.
"Ben çok heyecanlandım şu an! Ne kadar kaldı?" dedi arkadaşlarına bakarak. Felix ona gülerken Jeongin de ayaklanmıştı.
"Yarım saat kaldı sadece. Her şey hazır, endişelenme. Birazdan resmi olarak evli olacaksınız!"
Jeongin tatlı bir heyecanla söylediğinde hepsi gülüşmüştü. Yarım saat içinde son hazırlıklar tamamlanıp konuklar geldiğinde Minho aynada sürekli kendini kontrol ediyordu.
O, bu şekilde heyecan yaparken kapının çalınmasıyla kapıya baktı. "Girebilir miyim?" diyen Chan'ın sesiyle daha da gerilmişti şimdi. Arkadaşları ayaklandığında kapıyı açmışlar ve Chan'a selam verip çıkmışlardı odadan.
Minho ve Chan birbirine bakarken ikisi de gergin bir nefes verdi.
Ellerini birleştirirlerken Chan ona hayranlıkla bakıyordu. "Çok güzel olmuşsun." dedi elini daha sıkı tutarken.
"Sen de çok güzel olmuşsun. Çok da yakışıklı. Beyaz sana çok yakışmış."
Buna güldüklerinde saçlarını karıştırdı. "Bilerek yaptın, değil mi? Siyah takım elbise giymeyelim diye."
"Evet!"
İkili gülüşürken kapının tekrar çalınmasıyla gelen Seungmin'e bakmışlardı. "Nikah memuru geldi, hadi gelin artık."
Birbirlerine heyecanla bakarlarken odadan çıkmışlardı. Sahile çıkan yolda yürümeye başladıklarında misafirler onları görünce alkışlamaya başlamışlardı. Beraber kürsüye geldiklerinde Minho en önde onlara mutlulukla bakan ailesine gülümsedi. Arkadaşları, annesi ve Chan'ın ailesi. Hepsi bir aile olmuşlardı şimdi.
Nikah memuru direkt söze girerken Minho yerine kıpırdandı. Şahitler olarak da Felix ve Seungmin yanlarındaydı.
"Siz, Lee Minho, Bang Christopher Chan'ı hiçbir baskı altında kalmadan eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"
Minho, Chan'a gülümsedi. "Evet!" diye bağırdığında herkes onları alkışlamıştı.
Aynı şekilde nikah memuru Chan'a sorduğunda Chan da yüksek sesle "Evet!" diye bağırmıştı ve şahitler de kabul ettikten sonra artık resmi olarak eşi olan Minho'yu öpmüştü. İkisi bunun üstüne ilk dansı yapmak üzere piste geçerken yüzlerinden gülümsemeleri eksik olmuyordu.
"Artık bir Bang Minho'sun." dedi Chan gıcıklık yaparken. Bunun için uzun zamandır tartışıyorlardı. Minho, Chan'ın Lee olmasını isterken Chan tam tersini istiyordu. Bunun üzerine girdikleri iddiayı da Minho kaybetmişti.
"Ah, kazanamadığım için hala kendime kızıyorum." dedi Minho oyuncu bir şekilde.
"Ha yani o kadar kötü benim soyadımı taşımak? Peki, öyle olsun." Chan da oyuna ayak uydurarak kafasını çevirdiğinde ikisi de kahkaha attı. Danslarının devamında sadece müziğe ve hareketlerine odaklanmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
strawberry | minchan, banginho
Teen Fiction"Bakar mısınız? Birazdan... Bayılacağım. Tutun beni olur mu?" "Ne?" - skz #1 (111122)