✧・゚: *✧・゚:* 32🍓 *:・゚✧*:・゚✧

637 71 18
                                    

"Kim gelmiş sevgilim?" 

Chan telefondan seslendiğinde yüzümü göremediği için daha çok meraklanmıştı muhtemelen ama şu an hareket bile edemiyordum. 

Öylece karşımdaki kadına bakarken nefesim sıklaşmıştı ve gözlerim titremişti. 

"Chan ben seni sonra arayacağım." diyerek aramayı sonlandırdığımda derin bir nefes almaya çalışıp tekrar ona baktım, anneme.

"Neden buradasın?"

Birkaç kez ağzını açıp bir şeyler söylemeye çalışsa da söylememişti. 

"Neden geldin?"

"Minho..."

Gözleri dolmuştu hemen. "İçeri gelebilir miyim?" dedi çekinerek. 

"Geç." dedim sadece. Ne diyeceğini merak ediyordum doğrusu. 

Evime ilk defa geliyordu. Bu gerçekten çok garipti.

Telefonum ardı ardına birkaç kez titrerken kilit ekranından Chan'ın endişe dolu mesajlarını görmezden geldim.

Tekli koltuğa geçerken ben de karşısına geçtim. Bu sahne çok yabancıydı bana, ne yapacağımı bilmiyordum.

"Seninle... Önemli bir şey konuşmaya geldim."

"Dinliyorum." dedim sesimi sabit tutarak. O sırada Dori miyavlayarak geldiğinde onun şaşırmış ifadesine baktım. 

"Hayvanları sevdiğini bilmiyordum." dedi kısık bir sesle. "Hatta evcil bir hayvanın bile olduğunu."

Gerçekten bunları mı konuşacaktık? Eğer öyleyse yıllarca içimde tuttuklarımı dökmeye hazırdım. Tabii zararlı çıkan o olurdu.

"Ne konuşacaksın?"

Dori'deki bakışları bana geldiğinde yutkundu. 

"Minho... Baban..." Babama bir şey mi olmuştu? "Baban çok hasta. O..."

"Hasta mı? Ne hastası?"

Gözünden bir damla yaş düştü. "Kanser. Son evre."

Gözlerimi kapattım. Hayır, bunları duymak istemiyordum. Kesinlikle hazır değildim. Geçmişle alakalı hiçbir şeyin karşıma çıkmasına hazır değildim. 

"Seni görmek istiyor. Son zamanlarını yaşıyor ve... Aklı uzun zamandır sendeydi."

Ne hissetmem gerekiyordu? Hüzün? Öfke? Yoksa hiçbir şey mi? Ne demek gerekiyordu?

"Eğer kabul edersen... Seni ona götürmeye geldim."

Gitmeli miydim? Gidince ne olacaktı? Onu öyle görmek bana ne hissettirecekti?

"Biz... İyi şekilde ayrılmadık seninle ama... Hayatının son günlerinde ve belki... Kabul edersin diye düşündüm."

Dolan gözlerimi havaya kaldırdım. Şu an sadece yok saymak istiyordum tüm bunları. Kaçmak istiyordum.

"Ben... Bilmiyorum."

"İstersen düşün ama çok da zamanı kalmadığını unutma. Sana hastanenin ve oda numarasının bilgilerini bırakıyorum." dedi çantasından çıkardığı kağıdı sehpaya bırakarak. "Sadece... Son kez... En azından veda edin."

Yerinden kalktığında onu sadece yolcu ettim. Başka bir etkileşimimiz olmadı. Düşününce bile bana yaşattıkları şeyler için pişman değildi. Babam peki? Pişman olup mu beni görmek istemişti yoksa sadece vicdanını rahatlatmak için mi? 

strawberry | minchan, banginhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin