8

9K 704 709
                                    

..

"hm?"

yüzüne pis bir sırıtış yerleştirip sandalyesini çekip oturdu ve bilgisayarıyla ilgilenirken ince işaret parmağını dudağına getirip okşadı biraz ve araladı dudaklarını

"odana git"

küçük çocuk hızla kafasını olumlu anlamda sallayıp kalktı yataktan tüm vücudu titriyordu özelliklede bacakları, o kadar korkmuştu ki o an öleceğini dahi düşünmüştü. kapalı alanlarda kalamazdı, özellikle karanlıktan hiç haz etmezdi...

odadan çıktı ve yavaşça titreyen elleriyle kapadı kapıyı. derin bir nefes alıp yan tarafta olan odasına doğru adımladı hızla. odaya girmesiyle nefes alış verişi hızlanmıştı sadece o an neyin içerisine düştüğünü düşünüyordu... iyi olacağını sanmıştı en azından üvey babası gibi organlarını satmayacak diye düşünmüştü ki bu tanımadığı adama nasıl bu kadar güven besleyebilmişti ki..?

sırtını soğuk kapıyla buluşturup eğildi yavaşça dizlerini titreyen bedenine çekerek ağlamasının duyulmaması için de ağzına bastırıyordu yavaşça titreyen ellerini.. bir daha o korkuyu yaşamak istemiyordu, bir daha o odaya girmeyi hiç ama hiç istemiyordu.. kaçabilir miydi? sahi kaçsa nereye gidecekti? kaçarsa daha kötü şeyler yapacağını söylemişti. cidden kaçmaya cesaret edebilir miydi ki? kafasını iki yana sallayıp kendisini sakinleştirmek adına derin nefesler aldı. yüzünden yaşları sildi ve titreyen bacaklarıyla birlikte ayağa kalkıp yatağının içerisine girdi ve kafasına kadar çekti soğuk yorganı. kafasının altındaki yastığını da alıp sıkıca sardı kollarını. titrememek için elinden geleni yapıyordu ama elinde değildi o daha 16 yaşında sadece küçük bir çocuktu...

karnındaki ağrıyı dahi bir anlığına unutmasını sağlamıştı yaşadıklarını düşünmek. dizlerini karnına kadar çekip bastırdı bir yandan da sıkıca yastığına sarılıyordu. gözlerini yumdu yavaşça  karanlık odada, uyumaya ihtiyacı vardı biraz... ıslak gözlerinin bir süre kapalı kalmaya ihtiyacı vardı...

..

sabah yine her zamanki saatinde araladı gözlerini, takım elbisesini giyip aynadan son bir kez kendisine baktı maskesini takıp ellerini cebine koydu ve odadan çıktı. merdivenlerin başına geldiğinde küçük çocuğun odasına ilişti gözü, yavaşça kapısına adımlayıp açtı kapısını yatağın içerisine gömülüp uyuduğunu görünce gözlerini devirip geri kapısını kapatmış ve alt kata inip çantasını almıştı.

"size zahmet olacak ama odaları toplayın bi"

"pardon efendim ter temiz yapacağız bugün"

"üzerini giymeden çıkmasın odasından"

"peki efendim peki kahvaltı?"

"sadece dünkü gibi sağlıksız şeyler vermeyin"

"peki efendim"

"bugün erken geleceğim iyi bir akşam yemeği hazırla woo san"

"peki efendim nasıl isterseniz"

siyah deri eldivenlerini eline geçirip çantasını alıp çıkmıştı. bu günlerde toplantılardan dolayı erken gitmesi gerektiği için genelde şirkette içerdi kahvesini. o yüzden uyandığı gibi çıkmıştı evden. seo jun evden çıkan adama göz devirdikten sonra bakışlarını üst kattaki odaya çevirmişti

"kontrol etsek mi?"

"uyuyordur biraz daha bekleyelim iyice alsın uykusunu"

"doğru şu herifin odasını toplayalım bari"

"normalde bu kadar sinirli olmazdın hwang beye felix'e olanlar yüzünden mi bu sinirin?"

"bu kadar kaçık bir manyak olduğunu bilemezdim. daha sadece küçük bir çocuğa neler yaptığını gördün"

I can't resist -hyunlix daddykingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin