..
küçük çocuğun burnuna götürdüğü elini çekip baktığında kanadığını götürmüştü. nabzını kontrol etmek için boynuna götürdü, yaşadığını anlayınca gözlerini devirip küçük çocuğun minik elleri arasındaki küçük feneri alıp kapıdan dışarıya çıktı. alt kata yöneltmişti bakışlarını.
"woo san!"
koşarak alt kattan üst kata çıkıp gelmişti uzun siyah saçlı adam bir eli cebinde diğer elindeki küçük fenere bakıyordu
"efendim hwang bey?"
"bunun ne işi var onda? ben ne zaman sana fener ver dedim?"
"efendim yemek yiyebilmesi için vermiştim alacaktım cidden unutmuşum"
"bir daha olursa ne olacağını biliyorsun değil mi?"
"evet efendim"
kafasını eğdi korkuyla, seo jun da yanına gelip ikisine yöneltmişti bakışlarını
"iyi şimdi şunu odasına götürün"
woo san hızla odaya adımlarken seo jun çoktan girmişti. yerde gördüğü, küçük bedenin yanına adımlayıp kucağına aldı, odadan çıktığında aydınlığın gözükmesiyle burnundaki kanı da fark etmesi bir olmuştu.
"felix?"
woo san seo jun'un kucağındaki felix'e bakarken seo jun da gördüğüyle kaşlarını çatmıştı. woo san endişeyle hyunjin'in odasına adımladı seo jun da hızla felix'i odasına götürüp yatağa yatırdı. nabzı normal atıyordu, kendisine zarar da vermemişti. yoksa hyunjin mi yaptı diye düşünmüştü sırf elinde küçük bir fener var diye bunu yapamazdı değil mi?
woo san hyunjin'in odasının kapısını tıklatıp girdi hızla
"efendim felix beyin burnu kanıyor ve baygın"
"bir şeycik olmaz ona"
"ama efendim yine de bir doktora götürmemiz gerekmez mi?"
"iki bayıldı diye doktora mı götüreceğiz? karnı ağrıyor diye götürdün de ne oldu ilaçları ağzına bile sürmedi! kendiniz halledin!"
"peki efendim"
odadan çıkıp felix'in odasına adımladığında seo jun oturduğu yatak ucunda arkasını dönmüştü.
"ee ne duruyoruz hadi hastaneye götürelim"
"hwang bey izin vermedi"
"ne? şaka mı bu adam?"
"karnı ağrıdığında götürdüğümüzdeki ilaçları kullanmadı diye yapıyor"
"sikik piç küçücük çocukla inatlaşıyor"
kafasını olumlu anlamda sallamış ve odadan çıkıp ilk yardım çantasını alıp gelmişti geri. seo jun a uzattığında seo jun çantayı açıp pamuk ve gereken ilacı çıkartıp sürmüştü kanamış olan burnuna narince kanı temizliyordu.
"sence burnu neden kanadı?"
woo san'ın yönelttiği soruyla kafasını iki yana sallayıp dudaklarını aralamıştı
"büyük ihtimalle çok korktuğu ve bedeni de yorgun düştüğü içindir"
"böyle bir şey olması normal mi?"
"korku alışılmadık bir boyuttaysa ve vücudu yeterince bitkinse olur"
kafasını olumlu anlamda sallayıp çıkmıştı odadan. karanlık odaya gidip yere bıraktıkları yemek tepsisini alıp geri çıkmıştı. çıktığında tepside gördüğü hiç dokunulmamış yemeklerle gözlerini kocaman açıp felix'in odasına adımlamıştı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I can't resist -hyunlix daddyking
Teen Fictionbununla baş edilebilir mi? Rahatsız olanlar okumasın! ..