9

9K 695 1.4K
                                    

..

"hiç gelmeseydiniz?"

"efendim felix beyi hastaneye götürmemiz gerekti çok acil üzgünüz"

woo san'ın dediklerinden sonra hyunjin'in çatık kaşları havalanmış ve seo jun'un arkasında saklanan minik bedeni kaymıştı gözleri. bacak bacak üzerine attığı bacaklarından birini indirmiş elindeki kitabını da masaya bırakmıştı. felix'e bakarak bir kaç kere bacağına vurmuştu oturmasını işaret eder gibi.

"gel"

"a-ama.."

"gel dedim"

minik olan titreyerek korkuyla yanına adımladı siyah saçlı adamın. yine canını acıtıp ona bağıracağını düşündüğü için kafasını eğmişti korkuyla. önüne geldiğinde büyük olan elini beline uzatıp kucağına oturturmuş ve eğik olan minik yüzüne doğru eğilmişti.

"neyin var?"

"hm?"

"doktora gitmişsiniz hani niye gittiniz?"

"ö-özür dilerim! gitmeyecektim ki cidden bak gitmeyecektim! ama çok karnım ağrıyordu o yüzden hyunglar dayanamadı götürdü onların da suçu yok ki cidden sadec-"

"hmm karnın mı ağrıyor?"

elini beyaz tişörtünden içeri sokup küçük çocuğun ince çökmüş karnında gezdirdi elini. felix ise gözlerini kocaman açıp ona bakıyordu.

"hıhım"

"neyi varmış?"

"bağırsak iltihabı dedi doktor ve bu ilaçları verdi. bir kaç gün de katı beslenmeyecekmiş"

anlamış gibi kafasını olumlu anlamda sallayıp küçük çocuğu süzerken araladı tekrar dudaklarını.

"hmm yeşil çay yapın akşam yemeğini de halledin"

"peki efendim"

woo san mutfağa ilerleyip yeşil çay demlemek için su ısıtıyor ve akşam yemeğini hazırlamaya koyuluyordu. seo jun son bir kez hyunjin ve felix'e bakıp mutfağa yardım etmek için adımlamıştı.

büyük olan bir yandan küçük çocuğun karnını okşarken eline kitabını alıp okumaya devam etmiş felix'ise hala şaşırmış bakışlarla ona bakıyordu 

"kızmayacak mısın?"

"ne için?"

gözlerini kitabından ayırmadan cevap vermişti, üzgün ve endişeli gözlerle bakan çocuğa

"şey doktora gittik ya sana söylemeden"

"hastaydın. yine de bir dahakine bana haber vermek zorundasın anladın mı?"

"hıhım"

"iyi şimdi biraz dinlen çayın olana kadar"

kafasını olumlu anlamda sallayıp kucağında oturduğu hyunjin'in bacaklarına daha da yayılıp dizlerini de karnına çekti, kafasını ise göğsüne yaslamıştı. hyunjin'in eli karnında gezinirken ona iyi hissettiriyor ve ağrısını da hafifletiyordu. bir süre sadece oturma odasında gezdirdi gözlerini sonrasında ise kitabını dikkatle okuyan hyunjin'e bakıp okuduğu kitabın açık olan sayfasına baktı. gözüne bir  söz takılmıştı ve ne anlama geldiğini düşünmeye başlamıştı sadece.

"içinde öldürdüğün benliğini yeşerten bir kelebek olacağım"

küçük çocuk sözün anlamını düşünürken hyunjin'e doğru tekrar gözlerini çevirip merakla araladı dudaklarını

I can't resist -hyunlix daddykingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin