34

7.6K 650 2.2K
                                    



..

"hyunjin ne biçim konuşuyorsun sen küçücük çocukla?"

hyunjin kaşlarını daha da çatıp chan'ın arkasına saklanan titreyen küçük bedenin bileğini kavramak için uzandığında, chan daha da arkasına almıştı küçük çocuğu. hyunjin'in yüzünde ise anlam veremediğini belirten bir ifade vardı.

"sana bir soru sordum hyunjin?"

"karışma sen. gel buraya felix iyice sınırını aştın bu gün"

arkasına daha da saklanıp titreyen elleriyle sweati'nin eteklerini sıkan küçük çocuğa bakıp sinirle hyunjin'e dönmüştü.

"korkutmadan konuş ne sınırı? ne diye ağlatıyorsun küçücük çocuğu?"

"sana karışma dedim!"

"bağırmayı kes! bundan hoşlanmadığını en iyi ben biliyorum o yüzden benim de bağırmamı istemiyorsan geç odana geliyorum"

"sen bir sikime gelmiyorsun ben felix'i alıp gidiyorum"

"düzgün konuş kardeşimsin diye saygılı konuşuyorum hala"

"sana başından karışma dedim dimi?"

"neye kar-"

"k-kavga etmeyin ben s-sadece yine yanlış a-anladım o kadar..."

minik eliyle gözlerini ovalayıp chan'ın arkasından çıkıp kafasını eğerek ona kalkmış sinirli bakışlarıyla bakan ve ellerini cebine koymuş olan adamın yanına adımlamıştı titreyerek. fakat chan buna izin vermeyip geri arkasına çekmişti küçük çocuğu.

"ilk benimle konuşacaksın felix hyunjin'in yanına gidemezsin"

"ha? hayırdır benim olana mı göz koydun?"

"senin olan? onun bir insan olduğunu unuttun sen her halde? nasılsa seninle birlikteyse benimde kardeşim oluyor dimi?"

"uzatma konuyu bırak felix'i gidelim"

"odana geç geliyorum"

"chan"

"hyunjin geç dedim sana?"

"offf"

offlayarak odasına adımlayıp sertçe kapıyı çarparak girdiğine, chan çattığı kaşlarını düzeltip bileğini kavradığı küçük çocuğun önüne hafifçe eğilip saçlarını okşamış ve gülümseyerek bileğinden tutarak odasına doğru götürmüştü.

"gel bakalım benimle ufaklık"

odasına girip küçük çocuğa oturmasını işaret etmiş ve çekmecesinden bir adet çikolata çıkartıp uzatmıştı. felix titreyen iki eliyle çikolatayı kavrayıp burnunu çekmiş ve eteğinde olan bakışlarını hiç kaldırmıyordu. chan karşısına oturup araladı dudaklarını naif bir ses tonuyla.

"ne oldu anlat bakalım"

"hiçbir şey"

"emin misin? yanlış anlaşılma falan dedin?"

"şey sadece yine yanlış anladım işte"

"peki neyi yanlış anladın?"

"beni sevdiğini"

"seni sevdiğini düşünüyordun ama bu yanlış mı çıktı?"

"hıhm"

"hmm biraz daha konuyu açar mısın peki?"

"şey hyung s-sadece bilmiyorum işte beni sevdiğini düşündüm ama öyle değilmiş... bende biraz bağırdım o yüzden de kızdı sanırım..."

"hmm hyunjin'e bağırmak ohh fazla sinirlendirmişsin anlaşılan sana hiç sesten hoşlanmadığını söylemiş miydi?"

I can't resist -hyunlix daddykingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin