37

7.1K 625 1.5K
                                    

..

"okul mu?"

"evet. yoksa o çok bilmiş sana söylemedi mi?"

"yuoo okula gideceğimi biliyordum da bu kadar çabuk değildi"

"maalesef bu günden itibaren gidiyorsun"

"pff"

dudaklarını büzüp derin bir iç çekti ve önüne konulan kahvaltı tabağıyla oynamaya başladı. seo jun portakal suyunu bardağa doldurup felix'in önüne koymuş ve boş olan sandalyeye oturup sorgulayıcı bakışlarını üzgün duran çocuğa dikmişti.

"yoksa okumak istemiyor musun?"

"yok hayır istiyorum! zaten ben istediğimi söylemiştim..."

"ee o zaman şuan sevinmen gerekmez miydi?"

"sevindim de işte ama.."

"ne ama?"

"ya beni yargılarlarsa hyung ben şey değilim ya hani ımm"

"ne değilsin?"

"ne bileyim diğer erkekler gibi değilim ve bir ailem de yok, yani annen baban ne iş yapıyor deseler bir şey diyemem veya neden böylesin deseler yine bir şey diyemem "

"bunları sormaya hakları olduğunu sanmıyorum sadece onları ilgilendirmediğini söyleyebilirsin. hem ne demekmiş o öyle diğer erkekler gibi değilim falan? nasıl hissediyorsan öylesindir cinsiyet kavramları sadece bir kaç cümleden ibaret sonuçta"

"dimi... ama eski okulumda dayak yemiştim baya bu yüzden... yani yine aynıları olsun istemiyorum."

"eminim kimse size yan bir bakış dahi atamaz efendim"

mutfağı toplayan woo san dudaklarını araladığında felix sorgulayıcı bakışlarını ona çevirmişti.

"neden ki? güçlü bile değilim yoksa korkunç mu duruyorum?"

"yok ondan değil sadece hwang bey buralarda çok tanınır yani okuldaki öğrencilerde sizi kimin bu okula yazdırdığını biliyorlardır veya zamanla duyarlar burası büyük bir yer değil sonuçta"

"hmm hyunjn'den mi korkuyorlar yani?"

"öylede denebilir"

"hem sana laf atan biri olursa direkt bize söyle küçük bey biz onun hakkından geliriz"

"hayır katil olmanızı istemem ben hyung!"

"öldüreceğiz demedik ki gerekeni yaparız sadece"

"hmm peki o zaman hemen kahvaltımı yapayım ben"

seo jun felix'i onaylayıp woo san'a yardım etmeye başlamıştı. felix hızla yemeğini yerken woo san da ağrı kesiciyi ve bir bardak suyu önüne bırakmıştı. yemeği bittiğinde ilacını da içip hızla kalktı oturduğu sandalyeden.

"ben hazırlanayım"

koşarak gittiği merdivenlerde aklına gelenle arkasını döndü.

"ee okul formam yok ki benim?"

"okul gibi büyük bir yer değil zaten efendim o yüzden forma da kullanılmıyor ne isterseniz onu giyin"

"ohh mis beee!"

koşarak çıktığı merdivenlerin sonunda odasına girip üzerine giyebileceği bir şeyler baktı. etek giymek istiyordu aslında ama dışlanma korkusu olduğu için eteğini bir köşeye bırakıp dizinin üzerine gelen kot mavi renk olan bol şortunu giydi. üzerine de bol bir beyaz üzerinde ayıcık deseni olan tişörtünü geçirmişti .masanın yan tarafında duran sırt çantasına bir defter ve kalemleri koyup sırtına taktı. kenarda yatan uykulu kedisini öpüp görüşüz demeyi de ihmal etmemişti.

I can't resist -hyunlix daddykingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin